7. Hukuk Dairesi 2014/17175 E. , 2015/11647 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, davalı işyerinde sıcak şefi olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve geçersiz şekilde feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının giydirilmiş ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Kıdem ve ihbar tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret, işçinin brüt ücretidir. O halde, kıdem ve ihbar tazminatı, işçinin fiilen eline geçen ücreti üzerinden değil, sigorta primi, vergi sendika aidatı gibi kesintiler yapılmaksızın belirlenen brüt ücret göz önünde tutularak hesaplanır.
Kıdem ve ihbar tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanununun 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler hesaplamada dikkate alınır. İşçiye sağlanan özel sağlık sigortası yardımı ya da hayat sigortası prim ödemeleri de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup, tazminata esas ücrete eklenmelidir.
Somut olayda bilirkişi tarafından davacının giydirilmiş ücreti hesaplanırken, işyerinde yemek verildiğinden bahisle, kaç öğün yemek yendiği belirtilmeden günlük 5,00 Tl. den aylık ücrete 130,00 TL. yemek ücreti eklenmiştir. Oysa gerek davacı gerekse davalı tanık beyanlarına göre davacı işyerinde işyerine ait lojmanda kalıyor olup üç öğün yemek hakkından faydalanmaktadır. Bu nedenle bilirkişi raporu bu yönden hatalıdır. Yapılacak fesih tarihindeki rayiç yemek ücreti üzerinden günlük üç öğün yemek fiyatı hesaplanarak, aylık çalışılan gün sayısı ile çarpılıp, çıkan sonuç temel ücrete eklenmelidir. Mahkemece bu hususa dikkat edilmeksizin davacının giydirilmiş ücretinin eksik hesaplanmış olması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Somut olayda davacının hafta tatili ücreti talebi mahkemece, davalı tanıklarının 6 gün çalışıldığını beyan etmeleri, her ne kadar davacı tanıkları 7 gün çalışıldığını beyan etmişse de tanıklardan birisinin husumetli olması diğerinin ise beyanının tek başına yeterli olmadığı gerekçesi ile reddedilmiştir. Oysa davacı tanık beyanlarının yanında davalı işyerinin otel işyeri olması ve işyerinin bulunduğu bölge yapılan işin niteliği gereği yaz dönemlerinde çok yoğun çalışıldığı, ayrıca davacının lojmanda kalıyor olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının hafta tatillerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Nitekim dairemizce incelenen aynı işyerinde çalışan bir işçinin açmış olduğu emsal 2014/13639 E. sayılı dosyada davacının hafta tatillerine çalıştığı kabul edilmiştir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
4- Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 63 üncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Yasanın 41 inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalar olup, 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Somut olayda fazla mesai ücreti davacının haftada 6 gün çalışıldığının kabulüne göre yapılmıştır. Oysa yukarıda belirtildiği üzere davacı haftada 7 gün çalışmış olup davacının fazla mesai ücreti hesaplanırken, hafta tatilinde yaptığı çalışmalarda günlük 7,5 saati aşan kısım fazla mesai hesaplamasında dikkate alınmalıdır. Yani hafta tatilinde yapılan günlük 7,5 saatin üzerinde çalışmalar haftalık toplam çalışma saatine eklenerek, çıkan sonuçtan 45 saat mahsup edilmek suretiyle çıkacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin fazla mesai ücretinin eksik şekilde hüküm altına alınması isabetli olmayıp ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 10.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.