Esas No: 2021/3360
Karar No: 2022/4111
Karar Tarihi: 31.03.2022
Danıştay 6. Daire 2021/3360 Esas 2022/4111 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/3360 E. , 2022/4111 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/3360
Karar No : 2022/4111
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- ...
VEKİLİ : Av. ...
2- ...
İSTEMİN ÖZETİ : Denizli İli, Merkez İlçesi, ... Mahallesi,... K ... pafta, .... ada, .... parselde kayıtlı davacılara ait taşınmazın korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak yapılan tescilinin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ... Koruma Bölge Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 21/05/2015 tarih ve E:2015/310, K:2015/4274 sayılı kararıyla bozulması sonrasında, bozma kararına uyulmayarak ısrar edilen kararın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/06/2018 tarih ve E:2016/3064, K:2018/3619 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptali yolunda ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ :Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Denizli İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 31/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun, "Taşınmaz Kültür Varlıklarının Gruplandırılması, Bakım ve Onarımları"na ilişkin 660 sayılı ilke kararında; korunacak yapılara müdahale biçimleri, bakım, onarım ve yeniden yapma (rekonstrüksiyon) olarak sayılımış, "Yeniden Yapma (Rekonstrüksiyon)" ise; korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen ve tescil edilmesine ilişkin gerekli özellikleri taşımasına rağmen elde olmayan sebeplerle tescili yapılmamış ve/veya herhangi bir nedenle yitirilmiş olan yapının, gerek kültür varlığı niteliği, gerekse kültürel çevreye olan tarihsel katkıları açısından, eldeki mevcut belgelerden (yapı kalıntısı, rölöve, fotoğraf, her türlü özgün yazılı - sözlü, görsel arşiv belgesi vb.) yararlanmak suretiyle kendi parsellerinde daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve gabaride, özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak, kapsamlı restitüsyon etüdüne dayalı rekonstrüksiyon uygulamasının koşulsuz sağlanması şeklinde tanımlanmıştır, "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik"in "Yok olan tescilli taşınmaz kültür varlığı yapılar" başlıklı 12. maddesinde, "Tescilli taşınmaz kültür varlıklarının herhangi bir şekilde yok olmaları halinde, bulunabilen yapının kalıntıları, daha önce hazırlanmış rölöve, restitüsyon, restorasyon projesi, her türlü arşiv belgesi, diğer yazılı, görsel ve sözlü bilgiler gibi kaynaklardan yararlanarak kendi parsellerinde, daha önce bulunduğu oturum alanında, belgelerin elverdiği oranda kitle, yükseklik ve özgün mimari özelliklerinde yeniden yapılır. Yeni yapım sürecinde, yukarıda sıralanan belgelere dayalı bir restitüsyon ve restorasyon etüdü ile koruma bölge kurulundan izin alınması gerekmektedir." kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Denizli İli, Merkez ... Mahallesi, ... K ... pafta, ... ada, ... parseldeki taşınmazın korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak yapılan tescilinin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ... Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun ... günlü, ... sayılı kararının iptali istemiyle açılmış, ... İdare Mahkemesinin ... günlü, E:..., K:... sayılı kararıyla; yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun ve dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi sonucunda, sonradan yıkılan uyuşmazlığa konu yapının, rekonstrüksiyon uygulaması fikrini gündeme getirecek kadar estetik değere sahip, sosyokültürel, tarihi özgün biçimde yansıtan, tek ve eşi olmayan ve geleneksel Türk sivil mimarisinin özgün bir sanat eseri örneği olmadığı gibi, yapıyla ilgili elde bulunan tüm verilerden yararlanılarak restitüsyon ve rekonstrüksiyon projesinin hazırlanmasının mümkün olmadığı, orjinaline uygun olarak inşaası mümkün olmayan taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı özelliğini kaybettiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, anılan karar, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 21/05/2015 günlü, E:2015/310, K:2015/4274 sayılı kararıyla bozulmuş, İdare Mahkemesince ilk kararında ısrar edilerek, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi sonrasında, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/06/2018 tarih ve E:2016/3064, K:2018/3619 sayılı kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, bir yandan davalı idarece dosyaya sunulan rölöve projesinde eksikler bulunduğu, dava konusu yapıya ait detay verisi olmadığından aslına uygun olarak restitüsyon ve rekontrüksiyon projesi hazırlanmasının mümkün olamayacağı, yapının, mevcut resimler ve plan özelliği ile rekonstrüksiyon gerektirecek kadar özgün bir sanat eseri örneği olarak değerlendirilemeyeceği belirtilirken, diğer yandan da, söz konusu yapının Denizli geleneksel konut mimarisinin yaygın görülen örneklerinden biri olduğu için benzer örnekler üzerinden detaylarını üretmenin mümkün olabileceği ifade edilerek, kendi içinde çelişkili değerlendirmelere yer verildiği; ayrıca, davalı idarece söz konusu tarihi yapıya ait yeterli bilgi, belge ve fotoğrafın Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü arşivinde bulunduğunun ileri sürüldüğü, İdare Mahkemesince, Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünden söz konusu taşınmaza ilişkin olarak dosyaya sunulmayan bilgi ve belge bulunup bulunmadığının sorularak, yeniden bir inceleme yapılması ve yapının, sanat, mimari, tarihi, estetik, mahalli, dekoratif, simgesel, belgesel, işlevsel, maddi, hatıra, izlenim, özgünlük, teklik, nadirlik, homojenlik, onarılabilirlik değerlerinin yanı sıra, yapısal durum, malzeme, yapım teknolojisi, biçim bakımından özellik gösterip göstermediği hususunun açıklıkla belirlenmesi ve raporda yer alan çelişkiyi gidermek amacıyla bilirkişilerden ek rapor istenmesi ya da gerekirse konusunda uzman yeni bilirkişi heyeti marifetiyle yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Uyuşmazlıkta; İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı sonrasında İdare mahkemesince, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor esas alınarak, yapının tarihsel süreçte imar uygulamaları ile uğradığı değişim ve dönüşüm sonucu özgünlüğünü kaybettiği, tescil öncesinde ön, yan ve arka cepheden de ifraz sonucu parselin biçimi ve yüzölçümünün değiştiği, taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmesine ilişkin parsel ve çevre kimliği ölçeğindeki özelliklerini kaybettiği, tescilli yapının daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, yeniden yapılmasının parselin yeni durumu doğrultusunda olanaksız olduğu, dosyaya sunulan rölöve projesinin çok eksik ve yetersiz olması nedeniyle restitüsyon projelerinin hazırlanması esaslarını sağlanamayacağı ve rekonstrüksiyon uygulamasının da verisiz bir ortamda ve zeminde gerçekleştirilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yapıya ilişkin bilgi, belge ve fotoğrafların incelenmesi sonucunda, yapının, sanat, mimari, tarihi, estetik, mahalli, dekoratif, simgesel, belgesel, işlevsel, maddi, hatıra, izlenim, özgünlük, teklik, nadirlik, homojenlik, onarılabilirlik değerlerinin yanı sıra, yapısal durum, malzeme, yapım teknolojisi, biçim bakımından özellik gösterip göstermediği hususuna yönelik olarak herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda; yukarıda aktarılan 660 sayılı İlke Kararı ve Yönetmelik kuralı uyarınca, taşınmazların tescil edilmesi gereken özelliklere sahip olduğunun tespit edilmiş olmasının rekonstrüksiyon için yeterli olduğu, tescilli yapıların yıkılmış olmasının yapıların bu niteliğini ortadan kaldırmayacağı, aksi yöndeki bir değerlendirmenin, kültür varlıklarının tescil edildikten sonra dahi yıkılarak tescillerinin kaldırılması suretiyle yok edilmesine yönelik tahrip sürecini başlatacağı hususu göz önüne alındığında, İdare Mahkemesince, yukarıda içeriğine yer verilen bozma kararının gerekçesi doğrultusunda, yapının tescil edilmesini gerektirecek nitelik ve özellikleri taşıyıp taşımadığına yönelik herhangi bir değerlendirmeye yer verilmeyen bilirkişi raporununun hükme esas alınarak, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmadığı ve bozulması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.