Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1424
Karar No: 2019/4050
Karar Tarihi: 24.06.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/1424 Esas 2019/4050 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/1424 E.  ,  2019/4050 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.04.2016 gün ve 2011/246 Esas -2016/212 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 21.11.2018 gün ve 16177-14703 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı ... vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, azledilen vekil eliyle gerçekleştirilen temlik sonucu oluşan tescilin yolsuz olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil , olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.Davacı, davalı ..."yı ... 2. Noterliğinde 04/08/1997 tarihinde düzenlenen vekaletname ile adına kayıtlı taşınmazların satış yetkisini de da içerir şekilde vekil tayin ettiğini bilahare ... 2. Noterliği"nin 25/12/2008 tarih ve 26283 yevmiye numaralı azilnamesi ile vekili azlettiğini, davalı ...’in yetkisi sona ermesine rağmen paydaşı olduğu 667 parsel sayılı taşınmazdaki 1/8 ve 1/24 payını diğer davalıya temlik ettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescile, olmazsa tazminata karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
    Davalı ..., iyiniyetli olduğunu, araba karşılığı söz konusu taşınmazı satın aldığını, davalı ... ise hakkında yapılan şikayetin takipsiz kaldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır
    Kayıt malikinin iyiniyetli olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne İilişkin olarak verilen karar,davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairenin 21.11.2018 tarih ve 2016/16177 Esas 2018/14703 Karar sayılı ilâmı ile tescilin yolsuz olduğu, davalı ... ilk el konumunda bulunduğundan TMK ‘nun 1023.maddesinin korumasından yararlanamayacağı gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde karar düzeltme istenmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 677 parsel sayılı 7.400m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazın 1/8 ve 1/24 payı davacı ... adına kayıtlı iken 18.01.2011 tarihli akitle 3.000TL bedelle davacıya vekaleten davalı ... tarafından davalı ..."a satış suretiyle temlik edildiği, ... 2. Noterliğinde düzenlenen 04.08.1997 tarih 34519 yevmiye numaralı vekaletnamenin davacının mirasbırakanlarından intikal edecek ... ili sınırlarındaki taşınmazların satış yetkisini de içerdiği, ... 2. Noterliğinde 25.12.2008 tarih 26283 yevmiye numaralı azilname ile davacının vekili azlettiği azilnamenin davalının çalıştığı avukatlık bürosunda görevli ... isimli kişiye 30.12.2008 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.Geçerli bir vekaletten azil durumunda vekilin ve alıcının hukuki durumlarına gelince; Vekile azledilmiş olduğunun noter aracılığı ile bildirilmiş olması yeterli değildir.Azil olgusunun Tapu Müdürlüğüne bildirilmesi ya da üçüncü kişilerin bilgi edinmelerine olanak sağlayacak biçimde alışılmış araçlarla duyurulması zorunludur.Bilindiği gibi Türk Borçlar Kanununun 502. maddesi ile tanımı yapılan vekalet ilişkisi aynı yasanın 503. maddesinde belirtildiği şekilde kurulur. Bu suretle kurulan ilişkinin hüküm ve şümulü Yasanın 504-511. maddeleriyle düzenlenmiş, eldeki dava bakımından önem taşıyan "azil" keyfiyeti ise vekaletin sona erme nedeni olarak Yasanın 512. maddesinde dile getirilmiştir.Bu düzenlemeler incelendiğinde görüleceği gibi, anılan hükümler tamamen vekil eden ile vekil arasındaki vekalet bağıtının kuruluşu kapsamı ve neticeleri ile ilgilidir. Diğer bir anlatımla öğreti ve uygulamada iç temsil olarak da nitelendirilen vekil-vekileden arasındaki ilişkiler belirtilen yasal düzenlemelerin konusunu oluşturmaktadır.Gerçekten vekillik, vekil ile vekileden arasında bir iç ilişkiden ibarettir. Aralarında bir borç ilişkisi meydana gelir. Hak ve borçlar vekil ile vekil edeni ilgilendirir. Vekillik sözleşmesine dayanan temsil ise etkisini dış ilişkide gösterir.Vekil, vekil edenle yaptığı sözleşme uyarınca üçüncü bir kişi ile hukuki bağıt kurduğu takdirde, bu kez dış temsil ilişkisinin söz konusu olacağı ve ortaya çıkan çekişmeler bakımından Türk Borçlar Kanununun temsile dair 40 ve takip eden maddeleri dikkate alınmak suretiyle çözüm yollarının aranacağı kuşkusuzdur.Vekalet, temsil edilenle (vekil eden) üçüncü kişi arasında bir hukuksal ilişki kurulmasını sağlar. Somut olayda, davacı noterden düzenlenen satış yetkisini içeren vekaletname vererek bu suretle vekilin bu konudaki temsil yetkisini üçüncü kişilere (satış akdine taraf olan) bildirmiş olmaktadır. Bu aşamada Türk Borçlar Kanununun 42/III. maddesinin uygulama alanının ortaya çıkacağı tartışmasızdır.
    Temsil edilen, üçüncü kişilere temsil yetkisinin verildiğini bildirmesine rağmen, bu yetkinin daraltıldığını ya da kaldırıldığını bildirmemişse temsilci, yetkisinin sona erdiğini bilerek hareket etmiş olsa bile, o şahısla yapacağı sözleşmeden doğan hak ve borçlar temsil olunanın hukuk alanında doğar ve onu bağlar. (TBK. 42/III) Böyle bir düzenleme ile yasa koyucunun amacının üçüncü şahısların hukukunu korumak olduğu tartışmadan uzaktır.Tabii ki temsil edilen kimse, temsil yetkisinin kaldırıldığını üçüncü kişiye bildirmiş ise, bunu ona karşı ileri sürebilme hakkına sahip olacaktır. Bunun yanında üçüncü kişi, temsil edilenden bir bildirim almamakla birlikte, yetkinin son bulduğunu başka bir suretle öğrendiği takdirde de Türk Borçlar Kanunun 42/III. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacaktır. Üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek, en azından ona göz yummak olur. Oysa, bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış, daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır. Kaldı ki, ortada geçerli bir vekalet ilişkisinin varlığından bahsetme olanağıda bulunmamaktadır. Somut olayda; davacı ve tanıkların beyanlarından, ... 2. Noterliğinde düzenlenen 04.08.1997 tarih 34519 yevmiye numaralı vekaletnamedeki davalı ..."e verilen yetkiden azil için davacının vekil ... "in çalıştığı avukatlık bürosuna gitttiği, davalı ..."in vekaletnameyi kaybettiğini bildirmesi üzerine genel bir azilname düzenlendiği, davalı ..."in soruşturma aşamasında ilk verilen vekaletnamenin kaybedildiğini ve noterden sureti çıkarılarak işlemin gerçekleştirildiğini bildirdiği yine soruşturma aşamasında dinlenen tanık ... "in de azilnameye ilişkin tebligatın alındığı gün ya da ertesi günü davalıya verdiğini ifade ettiği bu durumda vekilin satış yetkisinin sona erdiği dönemde bunu bilerek satış işlemini gerçekleştirdiği açıktır.Ne var ki; davalı ...’un vekilin temsil yetkisinin sona erdiğini, diğer bir deyişle vekilin azledildiğini bildiği, veya bilebilecek konumda olup, kötü niyetli olduğu hususu davacı tarafça ispat edilmiş değildir. Bu durumda, mahkemece kayıt malikinin iyiniyetli olduğu açık olup tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmesi doğrudur.
    Değinilen hususlar bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davalı ... vekilinin karar düzeltme isteğinin ( 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollamasıyla) HUMK"un 440. maddesi gereğince kabulü ile Dairenin 21.11.2018 tarih ve 2016/16177 Esas 2018/14703 Karar sayılı bozma kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel mahkemece kurulan 29.04.2016 tarih ve 2011/246 Esas 2016/212 Karar sayılı hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı ONANMASINA, aşağıda yazılı 15,20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde yatırana iadesine, 24.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi