20. Hukuk Dairesi 2017/7863 E. , 2018/1752 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 7/3/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, duruşma talebinde bulunan ... ve arkadaşları gelmedi, karşı taraftan davalı Hazine vekili......geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 25/03/2015 havale tarihli dava dilekçesi il.....126 parsel sayılı taşınmazın, Hazine tarafından açılan dava sonucunda, ....ukuk Mahkemesinin 2006/238 E. - 2007/321 K. sayılı kararı ile kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle tapu kaydının iptaline karar verildiğini, Türk Medenî Kanunun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.758.-TL"nın tapudan terkin tarihi olan 02/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 05/01/2016 tarihli harçlandırılmış dilekçesi ile dava değerini 171.396,32.-TL olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 112.607,38.-TL tazminatın 10.758.-TL kısmı için dava tarihinden; 101.849,38.-TL kısmı için ıslah tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara tapudaki payları oranında ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu belirlenerek net gelir metoduna ve tapu iptal kararının kesinleştiği tarihe göre tazminat hesabı yapılması doğru ise de; rapor Bilirkişilik Kanununa aykırı olarak tek ziraat bilirkişi tarafından hazırlanmış ve değerlendirmeye esas alınan 2008 yılı yerine, 2014 yılına ait ilçe tarım müdürlüğü ürün verim ve maliyet tabloları getirtilmiştir.
Oysa TMK"nın 1007. maddesine göre açılan tazminat davalarında, mülkiyetteki azalma hangi işlem sonucu oluşmuş ise o işlemin, yani zarar verici işlemin kesinleştiği tarih itibarıyla taşınmaz değerinin hesaplanması ve aynı tarihli ilçe tarım müdürlüğü verileri ile raporun denetlenmesi gereklidir.
O halde; öncelikle 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden keşif yapılmalı, tapu iptal kararının kesinleştiği 07.05.2008 tarihine göre,
.....
net gelir yöntemine göre davacılar hissesine isabet eden tazminat değeri tespit ettirilmeli, değerlendirme konusu ürünlerin 2008 yılı verim ve maliyet tabloları ilçe tarım müdürlüğünden istenerek rapor denetlenmeli, sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1480,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine 13/03/2018 günü oy birliği ile karar verildi.