13. Hukuk Dairesi 2019/6745 E. , 2020/492 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı ile davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, kendisine verilen 03/08/2005 tarihli vekaletname ile davalı şirketin avukatlığını yaptığını ancak hiçbir gerekçe ve sebep gösterilmeden avukatlık görevine 04/09/2012 tarihli azilname ile son verildiğini, hak edilen avukatlık ücretinin ihtara rağmen ödenmediğinden ... 1. İcra Müdürlüğünün 2013/478 E sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali ve inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacı avukatın bir kısım dosyalarda şirketin zararına yol açtığını, hesap verme yükümlülüğünü yerine getirmediğini bu nedenle haklı şekilde görevden azledildiğini belirterek davanın reddini ve %20"den az olmayacak şekilde kötüniyet tazminatında karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, ... 1. İcra Müdürlüğünün 2013/478 esas takip dosyasında davalının 20.748,35 TL asıl alacak miktarına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak devamına, davacının işlemiş faize yönelik talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, eldeki dava ile ödenmemiş olan avukatlık ücreti alacağının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı, davacıyı azilde haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; “...bilirkişi ... Yılmaz"ın düzenlediği seçenekli raporda; davacı avukatın haksız olarak azledildiği kanaatine varıldığından 39.351,72 TL avukatlık ücreti alacağının bulunduğu, ancak taleple bağlılık ilkesine göre davacının icra takibinde bu miktardan daha az talepte bulunduğu dikkate alınarak davalının icra takibinde asıl alacak miktarına yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmiştir. Davacı işlemiş faiz talebinde bulunmakla beraber; taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığı, davacının ücret alacağı için davalıya gönderdiği ihtarnamenin tebliğ şerhinin bulunmadığı, daha sonra tebliğ şerhli olarak örnek sunmuş ise de, alınan bilirkişi raporlarında işlemiş faiz hesabı olmamasına rağmen davacının bilirkişi raporları doğrultusunda karar verilmesini istediği dikkate alınarak işlemiş faiz talebinin reddine..” gerekçesi ile karar verilmiştir. Yargılama sırasında 03.07.2015 tarihli bilirkişi raporuna itiraz üzerine alınan 18.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacının davalıya çektiğini iddia ettiği 16.10.2012 tarihli ihtarnamenin bir örneğinin dosyada bulunmadığı, ibrazı halinde temerrüt tarihinden itibaren icra takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmasının mümkün olabileceği belirtilmiştir.
... 2. Noterliği’nden çekilen 16.10.2012 tarih, 9440 yevmiye sayılı ihtarname incelendiğinde; Keşidecisinin davacı ..., Muhatapların dava dışı ... ve davalı ... Petrol ve Petrol Ürünleri Turizm Otelcilik ve Mark.İşl.Ltd.Şti. olduğu görülmüştür. İş bu ihtarname ile dava konusu alacağa ilişkin yargılama öncesinde davalı Metrapol...Ltd.Şti.’den borcun karşılanması istenmiş, bu ihtarname 24.10.2012 tarihinde davalı yanca tebellüğ edilmiş, ihtar ile verilen süre sonu olan 02.11.2012 tarihi itibariyle de davalı borçlunun temerrüdü gerçekleşmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 117. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava veya takip tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir.Dosya kapsamından davacının avukatlık ücret alacağını tahsil için davalı şirkete ihtarname çektiği ve bu ihtarnamenin davalı şirkete tebliğ edildiği sabittir.Dava konusu olayda davacı, davalıya gönderdiği 16.10.2012 tarihli ihtar dilekçesi ile davalıyı 02.11.2012 tarihinde temerrüde düşürmüştür.
O halde, mahkemece temerrüt tarihi itibariyle işlemiş faiz miktarı belirlenip, davacının icra takibindeki talebiyle de bağlı kalınarak buna göre hüküm kurulması gerekirken, icra takibinden önce işlemiş faizin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı olan 1.062,00 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 29,20 TL. harcın davacıya, iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu davalı yönünden açık, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu davacı yönünden kapalı olmak üzere, 22/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.