19. Hukuk Dairesi 2017/3093 E. , 2019/2487 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar tekstil sektöründe faaliyet gösteren firmalar olup, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalının davacıya kestiği iki sayfadan oluşan 15.02.2006 tarihli fatura toplamı 190.173,80 Euro iken davalının hatalı olarak 208.836,75 Euro yazdığını, söz konusu fatura bedelinin 03.04.2006 tarihinde davalıya ödendiğini, ancak daha sonra yapılan incelemede hatanın fark edildiğini, sehven fazladan ödenen 18.662,95 Euro"nun iadesi için yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını, alacağın tahsili için girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, takip dayanağı faturalarda ihracatı gerçekleştirilen ürünlerin toplam ihracat bedelinin 209.799,05 Euro cif olarak fatura edildiğini, davacının davasına dayanak olarak gösterdiği belgede müvekkili şirketin kaşe ve imzasının bulunmadığını, gümrük çıkış beyannamesine esas olan fatura bedeli dikkate alındığında davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, takip tarihinden önce müvekkili şirketi temerrüde düşüren herhangi bir ihtarın bulunmadığını, bu nedenle işlemiş faiz talebinin dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre davaya konu fatura ibaresi yazılı olan belgede toplama hatasının yapıldığı ve bu toplama hatasının 18.662,95 Euro olduğu, davacının bu miktar kadar alacaklı olduğu, söz konusu alacağın Türk Lirası karşılığının ise takip tarihi (24.06.2009) itibariyle 40.931,58 TL olduğu, davacının takip talebinde 40.347,43 TL istediği, davalının takipte temerrüde düşürüldüğü alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/3327 E., 2016/13009 K. sayılı ve 06.10.2016 tarihli bozma ilamında " Davalı taraf Türkiye"de üretmiş olduğu malları 15.02.2006 tarihli fatura ve ekindeki çek listesi ile birlikte (malların cinsi) gümrüğe teslim etmiş olup, toplam 208.836,75 Euro tutarlı faturada teslim bakiyesinin ekindedir. Dolayısıyla yurtdışına çıkan malın Türkiye"den çıkışına ilişkin resmi belgesi mevcuttur. Her ne kadar davacı taraf, davalı yanca Türkiye gümrüğüne ibraz edilen çek listesindeki malların 190.173,80 Euro olduğunu bildiren belge sunmuş ise de bu belgenin davalıdan sadır olduğu, bir başka deyişle davalı yanca düzenlendiği kanıtlanmalıdır. Dosyaya sunulan deliller incelendiğinde, davalı tarafından inkar edilen belgenin davalı tarafından düzenlenmiş aslı ibraz edilememiştir. Hal böyle olunca malın satış bedelinin T.C gümrüğünden çıkan fatura tutarında olduğunun kabulü ile davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." denilmek suretiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen nitelikte olmasına göre davanın reddi nedeniyle davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
2-Davalının bozmadan önce yapmış olduğu yargılama giderleri bulunmasına karşılık mahkemece "davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Mahkemece davanın reddine karar verilmesine karşın kötüniyet tazminatı talebinde bulunan davalının bu talebi yönünden gerekli inceleme yapılarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde belirtilen nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.