Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2055
Karar No: 2015/828
Karar Tarihi: 18.02.2015

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/2055 Esas 2015/828 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsili için yürütülen icra takibine karşı yapılan itirazı değerlendirmiştir. Ancak, mahkeme kararında gerekçe bulunmamaktadır ve asıl dava kısmen kabul, birleşen dava ise reddedilmiştir. Mahkeme kararları gerekçeli olması gerektiği belirtilerek, gerekçesiz kararın temyiz eden davalı-birleşen dava yararına bozulması kararına varılmıştır. Kanunlar arasında en önemlilerinden biri kararların gerekçeli olmasıdır ve bunun Anayasa'nın 141. maddesiyle gerektiği vurgulanmaktadır. Mahkeme kararına göre, kararların açık ve gerekçeli olmaması hukuki dinlenilme hakkının sağlanmasında sorunlar yaratabilir. Aynı zamanda, gerekçeli kararların denetlenebilir olması ve doğru olup olmadığının anlaşılabilmesi için önemlidir. Kararın gerekçesi, kararın nasıl ve hangi hukuki gerekçelerle verildiğini, maddi olguların nasıl nitelendirildiğini ve kurulan hükmün nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını açıklamalıdır. Mahkeme kararının gerekçeli olması zorunlu olup, gerekçesi olmayan ya da zahiri gerekçeli olan kararların Yargıtay tarafından denetimi yapılamaz. Kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK'nın 297.
15. Hukuk Dairesi         2014/2055 E.  ,  2015/828 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yürütülen icra takibine karşı yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemenin; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine dair kararı davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkeme kararı belli bir şekle uygun olarak yazılmalıdır. Kararın nasıl yazılacağı konusunda ki şekil 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar arasında en önemlilerinden biri de kararların gerekçeli olmasıdır. Kararın açık ve gerekçeli olması hukuki dinlenilme hakkının sağlanması açısından önemlidir. Tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalar ve bunların dayandıkları deliller, kararda tartışılıp gerekçeleri açıklandığı ölçüde karar, hukuki dinlenilme hakkına uygun bir karar olacaktır. İddia ve savunmaların kararda tartışılması, gösterilen delillerin incelenmesi, neden bir kısmının diğerine üstün tutulduğunun belirtilmesi ancak gerekçeyle mümkün olacaktır. Mahkeme kararının gerekçeli olması hususu 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde belirtildiği gibi aynı zamanda Anayasa"nın 141. maddesinin de amir hükmü gereğidir. Bu nedenlerle; mahkeme kararları tarafların iddia ve savunmalarının özetini, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri mutlaka kapsamalıdır. Gerekçe sayesinde kararların doğru olup olmadığı denetlenebilir. Gerekçesiz bir kararın Yargıtay tarafından denetlenmesi de mümkün değildir. Gerekçe, doyurucu olmalı, kararın neden, nasıl, hangi hukukî gerekçeyle ve hangi deliller değerlendirilmek suretiyle verildiği hususlarını içermelidir. Bu hususları içermeyen kararların gerekçeli olduğundan bahsedilemez. Ayrıca kararda maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiği, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığı ortaya konulmalı, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantı açıklanmalıdır. Tarafların o dava yönünden hukuk düzenince hangi nedenle haklı ya da haksız olduğunu anlayıp değerlendirilebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçenin bulunması bu yasal ve Anayasal düzenleneme karşısında zorunludur. Aksi halde, kararın gerekçeli olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Yeri gelmişken maddi olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı açıklamayan sadece yapılan yargılamayı özetleyen gerekçenin de yeterli olmadığı ve doktrinde zahiri gerekçe (görünürde gerekçe) olarak adlandırıldığı unutulmamalıdır. Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere tarafların mahkemece hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilmeleri ve Yargıtay"ın kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığının denetlenmesi ancak kararın gerekçeli olmasıyla mümkündür. Gerekçesi olmayan ya da görünürde gerekçeli olan kararların Yargıtay"ca denetimi yapılamaz.
    Bu anlatımlar ışığında somut olaya gelince; kararın gerekçe bölümünde yargılama sırasında celbedilen kayıt ve belgeler ile bilirkişi raporu alındığı hususu zikredildikten sonra, oluşa, bilimsel verilere ve mevzuata uygun bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiği belirtilmiştir. Asıl ve birleşen davalar yönünden verilen esasa ilişkin kararların hangi hukukî sebebe dayandırıldığı hususu belli değildir. Bu gerekçenin biraz önce bahsedilen niteliklerde olduğu söylenemez. Asıl davada kısmen kabul kararı verilmesinin hangi maddî ve hukukî sebeplere dayandırıldığı açıklanmadığı gibi birleşen davadaki talebinde neden reddedildiği hususu da kararda gerekçelendirilmemiştir. Gerekçesi olmayan bu kararın temyiz incelemesi yapılamaz.
    Gerekçesiz karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuş kararın temyiz eden davalı-birleşen davada davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 18.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi