20. Hukuk Dairesi 2017/9050 E. , 2018/1746 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 30/06/2017 gün ve 2016/718 E. - 2017/6052 K. sayılı ilâmıyla temyiz isteminin reddine karar verilmiş, süresi içinde davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, 10.07.2014 havale tarihli dilekçesi ile ....., 5286 m2 taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı, öncesi ve eylemli durumu itibarıyla da orman olduğu iddiasıyla, davalılar adına olan tapu kaydının iptali, orman niteliğiyle Hazine adına tescili, el atmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne, taşınmazın (A), (C) ve (D) harfiyle işaretli bölümlerinin tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tesciline, şerhlerin silinmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 05.12.1945 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu, 22.07.1987 tarihinde ilan edilen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması, 1957 yılında yapılan tapulama, 2014 yılında yapılan pafta yenileme çalışması vardır.
Dairenin 30/06/2017 gün 2016/718 E. - 2017/6052 K. sayılı kararıyla “ mahkeme hükmünün davalılar vekiline 23.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz dilekçesinin ise davalılar vekili tarafından 08.12.2015 tarihinde verildiği, ancak; 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi göndermesiyle HYUY’nın 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 14.12.2015 tarihinde harçlandırıldığı, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddine” şeklinde karar verilmiş ise de; daha sonra davalılar vekili tarafından karar düzeltme istenmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda Daire kararının kaldırılması gerekmiştir.
Şöyle ki; 25/01/1985 gün ve 1984/5 -1985/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı; “harca tabi olmasına karşın, mahkeme kalemince harcı hesaplanıp ilgilisinden istenmeden ve dolayısıyla harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında, HYUY"nın 2494 sayılı Kanun ile değişik 434. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen eksik harç ödenmesi halinde yapılacak işlemlerle ilgili kuralın ( 1 haftalık kesin süre içinde eksik harcın ilgilisince tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı) kıyas yoluyla uygulanacağı ve bu durumda temyiz isteğinin, dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılacağına “ ilişkindir.
Somut olayda; temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedildiği 08.12.2015 tarihinden sonra 14.12.2015 tarihinde dilekçe harçlandırıldığına göre HYUY"nın 434. madde koşulları yerine getirilmiş olmakta, temyizin süresinde yapıldığının kabulü gerekmektedir.
-2-
2017/9050 - 2018/1746
Dosyanın esasına gelince; mahkemece çekişmeli taşınmazın (A), (C) ve (D) işaretli bölümlerinin tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Uzman bilirkişi raporunda taşınmazın (D) işaretli 126 m2 bölümünün kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı, (A) ve (C) işaretli, sırasıyla 1048 m2 ve 1306 m2 yüzölçümlü bölümlerinin ise kesinleşen orman sınırı dışında kalmakla birlikte; eylemli orman olduğu açıklanmış ise de; uzman bilirkişiler 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ile daha sonra yapılan aplikasyon uygulamasına ilişkin haritaları birarada çakıştırarak göstermemişler, tam kapalılıkta eylemli orman olduğunu bildirdikleri (A) ve (C) bölümündeki ağaçların yaşını da açıklamamışlardır. Rapora eklenen 1964 ve 1976 tarihli memleket haritalarında (A) ve (C) bölümlerinin bulunduğu yerler açık renkli, orman sayılmayan alanda gösterilmiştir.
Öncesi itibarıyla orman olmayan ve özel mülk olarak tapuda kayıtlı bir yerin sonradan çevreden gelen tohumlar ve benzeri yollarla ormanlaşması taşınmazı kamu malı haline getirmeyecektir.
O halde mahkemece, daha önceki keşiflerde görev almamış bir orman bilirkişi, bir ziraat uzmanı, bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 1945 ve 1987 yıllarında yapılıp, kesinleşen orman kadastrosu ve aplikasyon haritaları ile kadastro paftasının ölçeği eşitlenerek birbiri üzerine çakıştırılmalı, çevredeki 10-12 OS noktası görülebilecek şekilde, taşınmazın konumu ayrı ayrı gösterilmeli, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve bunun yapımına esas alınan hava fotoğrafları bulunduğu yerden getirtilip, stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilerek, taşınmazın niteliği belirlenmeli, kesinleşen orman sınırı içinde kalan bölümü; orman tahdidi dışında kalan ancak en eski tarihli resmi belge niteliğindeki memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olan bölümleri gösterilmeli, orman sayılan bölümler üzerindeki ağaç yaşı, sayısı, dağılımı ziraat uzmanı tarafından açıklanmalı, öncesi itibarıyla orman olmayan ve özel mülk olarak tapuda kayıtlı bir yerin sonradan orman haline dönüşmesinin taşınmazı kamu malı haline getirmeyeceği düşünülmeli, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile 2016/718 – 2017/6052 E.K. sayılı Daire kararının kaldırılmasına, usul ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde iadesine 13/03/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.