Esas No: 2019/3951
Karar No: 2022/1458
Karar Tarihi: 31.03.2022
Danıştay 3. Daire 2019/3951 Esas 2022/1458 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/3951 E. , 2022/1458 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3951
Karar No : 2022/1458
TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVALI)… Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av….
2-(DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU :... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılarak mal varlığı hazineye intikal ettirilen, ticaret sicil kaydı terkin edilerek mükellefiyeti ve tüzel kişiliği sonlandırılan … Özel Eğitim Hizmetleri ve Eğitim Araçları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin vergi borçlarından kanuni temsilcisi olması nedeniyle müteselsilen sorumlu tutularak düzenlenen … tarih ve … ila …, … tarih …. ila … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davalı idarenin savunma dilekçesinde, dava konusu ödeme emirlerinden … tarih ve … ila … takip numaralı .. adet ödeme emri ile … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirlerinden … ila … ve … sayılı ödeme emirleri dışındaki … adet ödeme emrinin davacının yönetim kurulu üyeliği sona erdikten sonraki dönemlere ait vergi borçlarını içermesi nedeniyle terkin edildiği belirtildiğinden ve dosyaya sunulan terkin listesinden bu husus teyit edildiğinden sözü edilen ödeme emirleri hakkında karar verilemeyeceği, dosya içeriğinde bulunan belgeler ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nin resmi internet sitesinden temin edilen Ticaret Sicili Gazetesinin birlikte incelenmesinden, davacının yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığı 2009 ve 2012 yıllarında temsile yetkili kılınan yönetim kurulu üyeleri arasında yer almadığı, … tarihinden … tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olduğu ancak hiçbir dönemde temsil yetkisinin bulunmadığı görüldüğünden, ilgili dönemlerde yönetim kurulu üyesi olsa dahi temsil yetkisi olmadığı için bu döneme ilişkin vergi ve cezalardan sorumlu tutulamayacak olan davacı adına düzenlenen … tarih ve … ila … ve … takip numaralı ödeme emirlerinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle değinilen ödeme emirleri iptal edilmiş, diğer ödeme emirleri yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davalı idare tarafından, davacının 03/03/2010 tarihinde başlayan yönetim kurulu üyeliğinden 30/06/2014 tarihinde ayrıldığı anlaşılmış olup belirtilen dönemlerde yönetim kurulu üyesi olarak sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, asıl borçlu şirketin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığı ve 2016/3 Uygulama İç Genelgesi uyarınca Hazineye bedelsiz olarak devredildiği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davacı tarafından, ödeme emirlerinin usulsüz olduğu, yetki, şekil, sebep konu ve amaç yönlerinden ayrıca incelenmesi gerektiği, kapatılan ve hazineye devredilen kurumların borçlarıyla ilgili 17 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5.maddesinin dikkate alınmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Davacı temyiz isteminin incelenmeksizin reddi, davalı idarenin ise temyiz isteminin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, davalı idare temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler sözü edilen kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Yargı yerlerince verilen kararlardan, ancak davanın tarafları aleyhine sonuç doğuran hüküm fıkralarına karşı yasal başvuru yolları kullanılabileceğinden ve olayda davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin bir kısmının davalı idarece terkin edilmesi nedeniyle sözü edilen ödeme emirlerine yönelik dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı veren diğer ödeme emirlerini ise iptal eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurularını reddeden … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenmesinin istenilmesinde hukuki yararı bulunmayan davacının temyiz isteminin incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idare temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. Davacı TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 31/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Türk Ticaret Kanununun Anonim Şirketlerle ilgili bölümünde, anonim şirketlerin yönetim kurulu tarafından yönetileceği ve temsil olunacağı, yönetim kurulunun üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekalet etmek üzere en az bir başkan vekili seçeceği, yönetim kurulunun düzenleyeceği bir iç yönergeyle yönetimi kısmen veya tamamen bir veya bir kaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü bir kişiye devretmeye yetkili kılınabileceği esası benimsenmiş, bu iç yönergenin şirketin yönetimini düzenleyeceği açıklamasına yer verilmiştir.
Bu düzenlemeye göre, anonim şirketlerin yönetilmesinde ve dışa karşı temsilinde kanuni organının yönetim kurulu olduğu açıktır. Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri arasında yapılabilen görevlendirmeler ve paylaşım sadece şirketin yönetim işlerini kapsamakta olup, şirketi temsil yetkisi bir bütün olarak yönetim kuruluna ait bulunmaktadır. En yetkili organ olan genel kurulca seçim yoluyla görevlendirilen bu kurulun üyeleri, şirketin yönetilmesinden müteselsilen sorumludur. Zira, birden çok üyeden oluşan bu kurulun yönetim işlerini daha kolay yürütmesi amacıyla şirkete müdür atanması ya da kurul üyelerinden birine yahut bir kaçına belli işlemler için yetki tanınması yönetim kurulu üyelerinin şirket sözleşmesi ve yasadan doğan sorumluluğunu değiştirmeyeceği gibi kaldırdığından da söz edilemez. Bu gibi durumlarda müdür ve yetki tanınan üyeler yönetim kurulunun temsilcisi olduğundan aralarındaki ilişki yönünden temsil hükümleri geçerli olur. Kuşkusuz müdürün sorumluluğuna ilişkin özel kurallar saklıdır.
Diğer bir ifadeyle, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin kendi aralarında yapacakları görev dağılımı bir iç işlem niteliğinde olup üçüncü kişiler açısından bağlayıcı bir yönü bulunmamasının sonucu olarak yönetim kurulu içinde yapılan görev dağılımı uyarınca bazı üyelere şirketi, idari makamlar önünde temsil yetkisi verilmiş olması, temsil yetkisi verilmemiş olan yönetim kurulu üyelerinin belirtilen sorumluluğunun ortadan kalktığı sonucunu doğurmayacağı açıktır.
Genel kurul tarafından yönetim kurulu üyeliğine seçildiği ihtilafsız olan davacı ve diğer yönetim kurulu üyeleri şirket tüzel kişiliğini ve yönetim kurulunu temsilen belli hukuki muamele yapmaları konusunda görev ve yetki taksimi yapılan yönetim kurulu kararının, yönetim sorumluluğunun ismi belirtilen üye veya üyelere devredildiği anlamında yorumlanarak hüküm kurulması hukuka uygun düşmemiştir. Yönetim kurulu üyelerinin yönetsel görevleri paylaşmasının da iş bölümünden başka bir hukuksal sonuç doğurmayacağı Ticaret Kanunundaki düzenlemelerden anlaşılmaktadır.
Belirtilen nedenlerden dolayı yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle kanuni temsilci olan davacının sorumluluğuna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından davalı idare temyiz isteminin kabulü temyize konu kararın … tarih ve … ila … ve … takip numaralı ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla Karara bu yönden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.