12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/3799 Karar No: 2020/1007 Karar Tarihi: 04.02.2020
Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/3799 Esas 2020/1007 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın 1,47 promil alkollü olduğu halde idaresindeki araçla kırmızı ışık nedeniyle yavaşlayarak durmaya çalışan bir araca arkadan çarpması sonucu, katılanların yaralandığı bir kazaya karıştığı belirtiliyor. Mahkeme sanığın taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine hükmediyor. Sanık hakkında uzun süreli hapis cezası verilirken, suçun bilinçli taksirle işlenmesi hali uygulanmayarak adli para cezasına çevriliyor. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise şöyle: Türk Ceza Kanunu'nun 89/4, 22/3, 62, 50/1-a, 52/2 ve 4. maddeleri ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/4. maddesi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun da vurguladığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan \"kastının yoğunluğu\" gerekçesi, gözetilmemelidir.
12. Ceza Dairesi 2019/3799 E. , 2020/1007 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK"nın 89/4, 22/3, 62, 50/1-a, 52/2, 4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın 1,47 promil alkollü olduğu halde idaresindeki araçla yerleşim içi olan kaza mahallinde kendi beyanına göre 110-120 km hızla seyir halinde iken, kendisiyle aynı istikamette önünde seyir halinde olan ve kırmızı ışık nedeniyle yavaşlayarak durmaya çalışan katılan ..."un kullandığı araca arkadan çarpması neticesinde katılanların yaralandığı olayda, 5237 sayılı TCK"nın 50/4. maddesinin suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde uygulanamayacağı gözetilmeden, sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış olup, asli ve tam kusurlu olan sanığın mahkumiyetine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "kastının yoğunluğu" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanığa verilen temel cezanın belirlenmesinde gösterilen diğer gerekçeler yasal ve yeterli olduğundan, hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yer alan ""sanığın kastının yoğunluğuna göre" ibarelerinin hükümden çıkartılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.