4. Hukuk Dairesi 2018/2307 E. , 2018/7751 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 03/02/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/05/2015 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 12/12/2017 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Noksan ikmalinin ardından dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalı Avukat ..."ın ... şirketi vekili olarak ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/46 esas sayılı dosyasına vermiş olduğu reddi hakim talepli dilekçesinde o dosya ile bir ilgisi olmadığı halde Mersin Adliyesinde daha önce görev yapmış emekli bir hakim olan ve halen avukat olarak görev yapan davacı hakkında çok ağır itham ve iftiralarda bulunduğunu, hakaret içerikli sözler sarf ettiğini, davalının dilekçesi ile savunma sınırlarını açıkta aştığını, kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek, uğranılan zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı; davacı hakkında ileri sürülen iddiaların reddi hakim talepli dilekçe verilen uyuşmazlıkla ilgisi bulunduğunu, dilekçede ifade edilen hususların doğru olduğunu, davacının kendilerini şüpheye sevk eden davranışları bulunduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dilekçede sarf edilen sözlerin hakaret niteliği taşıdığı ve savunma hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (TBK 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (TBK 58). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile TBK’nın 58. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nın 24. maddesinin belli yerlere
yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında TBK’nın 58. maddesi uygulanır. TMK’nın 24. ve TBK’nın 58. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir.
Somut olayda; davalı tarafından davacı hakkında sarf edilen davaya konu söz ve ifadeler bütün halinde değerlendirildiğinde, evvelce hakimlik görevi yapan davacının karar ve uygulamalarına yönelik eleştirel mahiyette olup manevi zararın koşullarını düzenleyen TBK’nun 58. maddesine göre davacının kişilik haklarına saldırı içermediğinden istemin tümden reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve davalı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.