Esas No: 2018/2863
Karar No: 2022/2254
Karar Tarihi: 31.03.2022
Danıştay 8. Daire 2018/2863 Esas 2022/2254 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2018/2863 E. , 2022/2254 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/2863
Karar No : 2022/2254
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Valiliği
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Şırnak İli, Uludere İlçesi, ... Köyünde geçici köy korucusu olarak görev yapan davacının, görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; bakılan davada, Mahkemenin 28/7/2017 tarihli, ilk incelemeye esas ara kararına istinaden davalı idarece sunulan bilgi ve belgelerden, davacının Geçici Köy Korucuları Yönetmeliğinin 17'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (ç) bendi uyarınca görevden çıkarıldığının 9/5/2016 tarihinde, davacının imzadan imtina ettiği şerhi düşülmek suretiyle tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ-tebellüğ belgesi tanzim olunduğu, ayrıca "davacının görevine son verildiği, silah ve teçhizatının tam ve eksiksiz olarak alındığı ve bu durumun tebliğ olunduğu"nun ... Jandarma Karakol Komutanlığı'nın ... tarih ... sayılı resmi yazısıyla Uludere İlçe Jandarma Komutanlığı'na bildirildiği, her ne kadar, 9/5/2016 tarihli tebliğ-tebellüğ belgesinde davacının imzadan imtina etttiğine ilişkin şerhe yer verilmiş ise de; resme belge niteliğini haiz olan ... Jandarma Karakol Komutanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı yazısı uyarınca, tebellüğden değil, yalnızca imzadan imtina edildiği, davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemin 9/5/2017 (Sehven yazıldığı 9/5/2016 tarihi kastedildiği açıktır.) tarihinde tebliğ olunduğunun kabulü gerektiği, öte yandan; idari yargılama usulünde sürelerin kamu düzeninden olduğu gerçeği karşısında, sonradan yapılan başvuru üzerine dava konusu işlemin onaylı bir suretinin davacıya verilmesiyle, dava açma süresinin yeniden başlamasının mümkün olmadığı, bu durumda; 9/5/2016 tarihini izleyen günden itibaren genel dava açma süresi olan 60 gün içinde en son 8/7/2016 tarihinde dava açılabilecekken, bu sürenin geçirilmesinden sonra, 14/7/2017 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçeyle açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğu, davanın yasal süre içinde açıldığı, tebliğe ilişkin tutanakta müvekkilinin imzadan imtina ettiği, söz konusu tutanakta işlemin aslı ya da örneğinin müvekkiline verildiğine dair bilgi olmadığı, bu tutanağın geçerli tebliğ belgesi kabul edilemeyeceği, öğrenme tarihinin esas alınması gerektiği, İdare Mahkemesince duruşma istemine rağmen duruşmasız, savunma ve adil yargılanma hakkına aykırı şekilde karar verildiği, dava konusu işlemde müvekkilinin savunmasının alınmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ : Davacının görevine son verilme işleminin tebliğ edildiğine esas alınan Tebliğ Tebellüğ Belgesinde davacının imzasının bulunmadığı, imzadan imtina ettiği bilgisinin yazıldığı, bu şekilde imzadan imtinanın geçerli olabilmesi için davalı idareyi temsil edenler (polis, jandarma...) dışında tutanak tanığı olabilecek kişi/kişilerin imzasının alınması gerektiği, bu olmadığında tutanağın tebliğe esas sayılamayacağı, temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, varsa artan posta ücretinin istemi halinde ilgili tarafa iadesine,
4. Kesin olarak, 31/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.