23. Hukuk Dairesi 2016/8434 E. , 2020/554 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının kooperatif üyesi olup edimlerini yerine getirmediğinden alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir ileri sürerek talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmeli üye olduğunu, borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının 6.063,00 TL ana para alacağı ve 13.799,54 TL ise faiz alacağı olmak üzere toplam 19.862,54 TL alacak olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabülüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda davanın açıldığı tarih itibariyle talep edilen aidat miktarına göre sulh hukuk mahkemesi davaya bakabilmektedir. Ancak davalı peşin bedelli ortak olduğunu iddia etmekte olup taraflar arasında üyeliğin niteliği bakımından bir uyuşmazlık mevcuttur. Bu durumda; yani 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi gerekmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe, 1163 Sayılı Kanun"un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Genel kurulca önceden ya da sonradan açıkça alınan bir karar ile üyenin peşin bedelli ortak olarak kabul edilmediğinin belirlenmesi halinde, üyeden inşaat finansmanı için uzunca bir süre aidat istenilmemişse ya da bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, üyenin peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğu sonucuna varılması gerekir.
Davalının davacı kooperatife peşin bedelli üye olup olmadığının yukarıda belirtilen ilkelere göre araştırma ve tartışma görevi 1163 Sayılı Kanun"un 99. maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Mahkemenin bu nedenlerle görev hususunu re"sen gözetip görevsizlik nedeniyle davanın reddine verilmesi gerekirken davanın esası hakkında karar vermesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 30.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.