14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10102 Karar No: 2019/4350 Karar Tarihi: 14.05.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/10102 Esas 2019/4350 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/10102 E. , 2019/4350 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar tarafından, 03.12.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine dosya yönünden yapılan inceleme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım mirasçılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, 02.10.2014 tarihinde vefat eden muris ...’ın mirasının reddinin tespiti istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, bir kısım davacılar temyiz etmiştir. Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. HMK"nun 368. maddesi gereğince temyiz talebinin kötüniyetle yapıldığı anlaşılırsa, Yargıtay"ca 329. madde hükümleri uygulanır. Temyize başvuracak olan tarafın hukuki yararının bulunması gerekir. Temyiz yoluna başvuran tarafın hukuki yararının bulunup bulunmadığı, öncelikle onun davadaki talebi ile mahkemenin hükmü karşılaştırılarak belirlenir. Somut olayda, davacıların ret beyanı 03.12.2014’te mahkemeye ulaşmasıyla hüküm ve sonuç doğurmuş, mahkemece de reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığı incelenerek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleştiği anlaşılarak, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil edilmiştir. Mahkeme kararında aleyhlerine bir hüküm bulunmadığından bir kısım davacının kararı temyizde hukuki yararları olmadığı, temyiz talebinin de kötüniyetli olduğu anlaşıldığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davacının HMK.nun 368. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 329. maddesi uyarınca TEMYİZ DİLEKÇESİNİN REDDİNE, peşin yatırılan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 14.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.