12. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/12822 Karar No: 2008/16472 Karar Tarihi: 26.09.2008
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2008/12822 Esas 2008/16472 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2008/12822 E. , 2008/16472 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/04/2008 NUMARASI : 2007/851-2008/397
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun 3 kişi Bankadaki alacağı-mevduatı İ.İ.K.’nun 106/2.maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bu nedenle adı geçenin bankadaki mevduatı menkul haczi gibi icra müdürlüğünce Bankaya yazılacak yazı ile de haczedilebilir (H.G.K. 1.12.1999 tarih 1999/12-1003/1017 sayılı kararı). İ.İ.K.’nun 88.maddesinin üst başlığında da açıkça belirtildiği gibi bankaya haciz ihbarnamesi gönderilmesi bankadaki mevduatın borçluya ödenmesini önleyen muhafaza tedbiridir. Bu nedenle mevduatın haczi için haciz yazısı dışında bankaya ayrıca İ.İ.K.’nun 89.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi tebliği şart değilse de mevduatın 3.kişi nezdinde alacak niteliğini de arz etmesi sebebi ile sözü edilen madde doğrultusunda haciz ihbarnamesi gönderilmesi sureti ile haczedilmesine de yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu işlem yapıldığı taktirde İ.İ.K.’nun 89 ve bunu izleyen maddelerindeki hukuki sonuçlar doğar . İ.İ.K.’nun 89.maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde ise anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılmaz. Somut olayda icra dairesinin borçlunun bankadaki mevduatının haczi için doğrudan haciz yazısı gönderdiği tespit edilmiştir. İcra dairesinde haciz kararı verildiği tarihte haciz tamamlanmış olacağından 3.kişi durumundaki bankanın haciz yazısına karşı (mevduat üzerinde rehin ve hapis hakkının olduğunu ileri sürmesi) (istihkak iddiasi) niteliğindedir. Bu durumda icra müdürünün İİK"nun 99.maddesindeki kurallara göre işlem yapması gerekir. Yine, İİK.nun 99. maddesinde, “haczedilen şey borçlunun elinde (m.96) olmayıpta üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı (m.23) iddia eden üçüncü bir şahıs nezdinde bulunursa icra müdürü o şahıs aleyhine icra mahkemesine müracaat için alacaklıya yedi gün mühlet verir. Bu mühlet içinde icra hakimliğine dava ikame edilmezse üçüncü şahsın iddiası kabul edilmiş sayılır.” Düzenlemesine yer verilmiştir. Alacaklı vekili; haciz müzekkeresine karşılık, bankanın rehin haciz ve takas mahsubu hakkından sonra haczin işleyeceğine”yönelik 3. kişi bankanın icra dosyasına yaptığı itirazın
kaldırılmasını talep ettiği ve mahkemece alacaklı vekilinin bu talebinin, 3.kişinin istihkak iddiasının reddi olarak nitelemek sureti ile 7 günlük sürede talepte bulunulmadığından reddine karar verildiği görülmektedir. Ancak mahkemenin belirtilen şekilde ifade edilen nitelemesi icra mahkemesine müracaat için alacaklıya yedi gün mühlet verilmesine ilişkin İİK.nun 99. madde hükmüne uygun olarak icra müdürlüğüne yapılmış bir uygulama bulunmadığından dosya içeriği ile örtüşmemektedir. Anılan husus temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış, hukuki hatanın belirtilmesi ile yetinilmiştir. O halde İİK.nun 99. maddesindeki prosedür izlenmeden hacizli paranın bankadan istenmesi yasaya aykırıdır. Mahkemece 3. kişi bankanın şikayetinin kabulü ile 10.12.2007 tarihli muhtıranın iptaline karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.