22. Hukuk Dairesi 2016/21847 E. , 2019/23341 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12/11/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalıya ait ilkokulda belirli süreli iş sözleşmesiyle öğretmen olarak çalıştığını, en son imzalanan sözleşmenin 01/09/2015 tarihine kadar yürürlük süreli olduğunu, davalı işverence 13/02/2015 tarihinde haklı bir sebep bulunmadan iş sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkilinin kıdem tazminatının yanı sıra, bakiye süre ücretine ve ayrıca iş sözleşmesinde düzenlenen cezai şart alacağına hak kazanmasına rağmen işverence ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, bakiye süreye ilişkin ücret ve cezai şart alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, belirli süreli iş sözleşmesinin süre bitiminden önce, davalı işverence haksız şekilde feshedildiği dosya kapsamıyla sabit görülmekle, Mahkemece davacının kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınması isabetli olup, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Cezai şart ve bakiye süre ücreti alacakları bakımından, tarafların temyiz itirazlarının değerlendirilmesine gelince;
Taraflar arasında imzalanmış belirli süreli iş sözleşmesinde, süresinden önce haksız feshe bağlı olarak hak veya borç doğuracak şekilde cezai şart kararlaştırılmıştır.
Dava dilekçesinde, cezai şart ile birlikte bakiye süre ücreti ayrı ayrı talep edilmiş ve Mahkemece de her iki istek hüküm altına alınmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179. maddesinde “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı feshe bağlı olarak ortaya çıkan cezai şart ile bakiye süre ücretinin ayrı ayrı talep edilebilmesi için bu yönde sözleşmede açık düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır. Taraflar arasında imzalanmış iş sözleşmesinde ise, bahsi geçen yönde açık bir hüküm olmadığından, cezai şart ile bakiye süre ücretinin bir arada istenmesi mümkün değildir. O halde, davacıya seçimlik hakkını kullanması için süre verilmeli, neticeye göre sonuca gidilmelidir. Bu yönde bir işlem yapılmadan esasa girilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, sair yönler incelenmeksizin bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olanan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinini karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/12/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.