3. Hukuk Dairesi 2018/6554 E. , 2019/4189 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... EDAŞ arasındaki alacak davasına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09/04/2015 tarihli ve ... Esas 2015/94 Karar sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 21/06/2018 tarihli ve 2018/3146 Esas 2018/6984 Karar sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirketin 15 yıldır abone olmaksızın şebeke suyu kullandığını, davalı şirketin çalışan sayısı, binadaki faal durumda olan muslukların geceli ve gündüzlü su tüketimi nazara alınarak, aylık tüketim bedeli üzerinden belediye meclisi tarafından belirlenen sayaçsız abonelere ait su tüketim bedeli tarifesine göre 01/01/1997 tarihinden 23/10/2008 tarihine kadar toplam 129.384 TL su bedeli tahakkuk ettirildiğini, 25/11/2008 tarihinde davalı şirketin müracaatı neticesinde su aboneliğinin yapıldığını ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 10.000 TL su bedelinin 01/01/1997 tarihinden itibaren işleyecek gecikme zammı ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 28/05/2010 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 77.500 TL" ye artırmıştır.
Davalı; davacı ... ile imzaladıkları bir sözleşme olmadığından 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağını, işbu zamanaşımı süresi uygulansa dahi 10 yıl geçtikten sonra davanın açıldığını, ayrıca su ihtiyacının Haziran 2007 tarihine kadar Etibank tarafından karşılandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı tarafça her ne kadar 01/01/1997-23/10/2008 tarihleri arasında kullanılan su bedellerini istemiş ise de 24/07/2006 tarihinde dava dışı ... ile davalı taraf arasında işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 7.6 maddesine göre işletme hakkı devredilen dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun ..."a ait olduğu, bu durumda davalının 24/07/2006-23/10/2008 tarihleri arasında tüketilen su bedelinden sorumlu olacağı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 11.568,01 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, tarafların temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Onama ilamına karşı, davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Dava, kaçak olarak kullanılan su bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davalı şirkete ait işyerinde 1997 ila 2008 yılları arasında kaçak olarak su kullanıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; davalı şirketin, işyerini devraldığı dava dışı ... ile imzalamış olduğu 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS) nedeniyle, işbu tarihten önceki su tüketimi nedeniyle borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar, davanın ihbar edildiği ... ile davalı şirket arasında sorumluluğa ilişkin düzenlemeler içeren İHDS var ise de; davacı, bu sözleşme yönünden 3. kişi konumunda olup, sözleşme hükümleri davacı yönünden bağlayıcı değildir. İHDS, ancak iç ilişkide, diğer bir anlatımla tarafları arasında uygulanabilir.
Diğer taraftan davalı şirket, davacı ... tarafından sözleşme yapmak ve böylece karşı edim borçlanmak şartıyla sunulan içme suyu hizmetinden, sözleşme vasıtasıyla yararlanacağı yerde böyle bir sözleşme yapmaksızın (ve belkide bunu istemeksizin) karşılıksız ve kaçak yararlanmış bulunmaktadır. O hâlde, taraflar arasında dürüstlük ilkesine uygun olarak “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğu kabul edilmelidir. Bu sonuç için sunulan edimden davalı şirketin sadece yararlanmış olması yeterlidir. Sözleşme benzeri bir ilişkinin kurulması nedeniyle, zamanaşımı süresi de dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 125 inci maddesine göre 10 yıldır.
Bu durumda, mahkemece; kaçak su kullanan davalı şirket ile su hizmetini sunan davacı ... arasında sözleşme benzeri bir ilişki kurulduğu, bu nedenle davacı belediyenin bu gibi durumlarda yönetmelik ve tarife hükümlerine uygun olarak belirlediği bedelin davalı şirket tarafından ödenmesi gerektiği, ancak davalı şirketin zamanaşımı def"inde bulunduğu gözetilerek, tarafların delil ve karşı delilleri değerlendirilmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davada uygulama yeri bulunmayan İHDS esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki, mahkeme kararının açıklanan bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından, davacı tarafın bu yöne ilişen karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer karar düzeltme isteminin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 21/05/2018 tarihli ve 2016/19204 Esas 2018/5475 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer karar düzeltme isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 07/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.