Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/18514
Karar No: 2015/11612
Karar Tarihi: 09.06.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/18514 Esas 2015/11612 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı şirket, restoran müdürü olarak çalışan davacının haksız şekilde işine son vermesi sonucu açılan alacak davasındaki fazla çalışma ücreti konusunda itirazda bulundu. İşçinin fazla çalışma ücretinin bordroda belirtilenden daha fazla olduğu yönündeki iddiasının ihtirazi kayıtlı olmaması durumunda yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği belirtildi. Belirsiz alacak davasında miktar belirlendikten sonra, kısmi dava açılması halinde bakiye alacak miktarının ıslah yoluyla arttırılması halinde zamanaşımı defi ile karşı karşıya kalındığında, zamanaşımının dikkate alınması gerektiği vurgulandı. HMK 107. ve 109. madde ve HUMK hükümleri detaylı olarak açıklandı. Karar, davalının itirazları nedeniyle bozuldu. Kanun maddeleri açısından, HMK 107. madde, belirsiz alacak davalarının koşullarını belirtirken, 109. madde kısmi dava açma konusunu düzenlemektedir. HUMK hükümleri de ıslah yoluyla arttırılan dava konuları ve zamanaşımı gibi konuları ele almaktadır.
7. Hukuk Dairesi         2014/18514 E.  ,  2015/11612 K.

    "İçtihat Metni"

    İş Mahkemesi
    Dava Türü : Alacak

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı vekili, davacının 01/4/2006 tarihinde davalı şirket tarafından işletilen otel iş yerinde restoran müdürü olarak çalışmaya başladığını, davacının 11.11.2010 tarihinde haksız olarak işine son verildiğini, davacının davalı iş yerinde haftanın 7 günü çalıştığını belirterek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı, yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Taraflar arasında davacının hak kazandığı fazla çalışma ücretinin hesabı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    Somut olayda, dosyaya sunulan bir kısım bordrolarda fazla mesai tahakkukları bulunmaktadır. Fazla mesai tahakkuku bulunan aylarda daha fazla çalışma yapıldığını davacının aynı değerde delil ile ispatlaması gerekir. Bu nedenle fazla çalışma tahakkuku bulunan aylar dışlanmadan hesap yapılması hatalıdır.
    3-Davalı, davacının ıslah ile arttırdığı bir kısm alacaklara zamanaşımı savunmasında bulunmuştur.
    HMK"nun 107.maddesinde davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği, karşı tarafın verdiği bilgi veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda, davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği, ayrıca kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davası da açılabileceği ve bu durumda hukuki yararın var olduğunun kabul edileceği, 109.maddesinde ise talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı, kısmi dava açılması halinde dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkca feragat edilmiş olması hali dışında talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği bildirilmiştir.
    Görüldüğü gibi her iki dava çeşidininde açılabilirlik şartı alacağın konusunun miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmamasıdır. Her iki dava çeşidinde de (alacak miktarınını tespiti davası dışında) dava açan alacağın asgari bir miktar ve değerini belirterek talepte bulunmaktadır.
    Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def"inde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
    Belirsiz alacak davasında miktar belirlendikten sonra, tamamının istenmesi halinde zamanaşımı defi dikkate alınmazken, kısmi davada kısmi olarak istenen dışında bakiye alacak miktarının ek dava açılarak veya ıslah sureti ile arttırılarak istenmesi halinde zamanaşımı defi ile karşı karşıya kaldığında, zamanaşımının dikkate alınması gerekecektir.
    Somut olayda, dava kısmi dava olarak açıldığına göre zamanaşımı savunmasının dikkate alınmaması hatalı olup bozma nedenidir.
    O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi