5. Ceza Dairesi 2012/11540 E. , 2014/452 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet, ihaleye fesat karıştırmak
HÜKÜM : Görevi kötüye kullanmak eyleminden sanık ..."ın mahkumiyetine, tüm sanıkların ihaleye fesat karıştırmak suçundan beraetlerine
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK"nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin, vekili tarafından verilen 24/05/2012 havale tarihli dilekçe ile hükmü temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında, 3628 sayılı Yasanın 18. maddesindeki "... ... avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır." düzenlemesinin verdiği yetkiye dayanılarak katılma talebinin kabulü ile esas hakkında inceleme yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında ihaleye fesat karıştırmak suçundan verilen beraet hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün yapılan temyiz incelemesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dairemizce de benimsenen YCGK"nın 14/06/2011 tarihli, 2011/5.MD-14 Esas ve 2011/121 Karar sayılı ilamında ayrıntısıyla açıklandığı üzere; “Bankalardan promosyon adı altında alınan nakdi veya ayni yardımın dağıtımına ilişkin olarak Başbakanlığın 2007/21 sayılı Genelgesi yayınlanıncaya kadar mevzuatımızda herhangi bir düzenleme bulunmadığından, uygulamada promosyonlar, ya kamu hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesi amacıyla sarf edilmiş veya çalışanlara paylaştırılmış, dolayısıyla kamu yararı amacıyla sarfetme ya da personele dağıtma konusu o kurumun takdirine bırakılmıştır. Ancak bu takdir yetkisi sınırsız değildir. Promosyonların hukuka aykırı kullanımı veya sarfı sorumluluğu gerektirmektedir. 12/05/2007 gün ve 26520 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2007/12069 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 16/10/2006 tarih ve 2006/11188 sayılı Kararname eki "Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarar Katılma Oranları ile Özel Cari Hesaplar Dâhil Bu İşlemlerde Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Kararın 4. maddesinin 1. fıkrasında değişiklik yapılmış olup, bu tarihten önce alınan promosyonların mevzuatta dayanağı olmadığından görev nedeniyle zilyetliğin devredildiğinden söz etmek olası değildir.”
Somut olayda sanığın ... Endüstri Meslek Lisesi müdürü olduğu ve bu sıfatı ile okul çalışanlarının maaş ve diğer ödeneklerinin yatırılması karşılığında ... Bankası ... Şubesiyle 19/03/2002 ve 02/01/2006 tarihlerinde promosyon sözleşmesi yaptığı, kurum çalışanlarının maaş ve diğer ödemelerinin yatırılması karşılığında kendisine 22/01/2002 tarihinde 10.000 TL, 09/02/2006 tarihinde 36.500 TL, 29/06/2007 tarihinde 1.500 TL ödenmesine rağmen bu durumu okuldaki öğretmenlere bildirmediği gibi bu paradan 36.500 TL"yi öğretmenlerden ..."ün şikayetinden sonra 08/02/2008 tarihinde bankaya yatırdığı, diğer paraları ise okul işlerinde kullandığını belirtmesine karşın harcamaları belgelendiremediği anlaşılmakla banka ile imzaladığı promosyon sözleşmelerinin 12/05/2007 tarihinden öncesine ait olması nedeniyle eylemin zincirleme hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen yanılgılı hukuki değerlendirmeyle görevi kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması, Kabule göre de;
Hükümden sonra 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Yasanın 1. maddesi ile TCK"nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan "kazanç" sözcüğünün "menfaat" olarak değiştirilmesi ve bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının da indirilmesi karşısında TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.