Esas No: 2022/4790
Karar No: 2022/8186
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4790 Esas 2022/8186 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/4790 E. , 2022/8186 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi: Balıkesir 1. İş Mahkemesi
Dava, iş kazası nedeniyle sigortalının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, verilen ilk kararda hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve reddine dair karara karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında kısmen kabul ve redde dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği, davalı vekilinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak icra edilmesini talep ettiği anlaşıldıktan, duruşma yapılması için tayin olunan 22.02.2022 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine durulmalı temyiz eden davalı adına Av. ...ile davacı adına Av. ... geldiler, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra duruşmaya son verilerek, dosyanın noksan ikmali için mahalline geri çevrilmesine karar verilmiş, geri çevirme üzerine dosyanın Dairemizin yukarıdaki esas numarasında kaydedildiği anlaşılmakla ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigortalının iş kazası nedeniyle 1.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 213.631,47 TL’ye artırmıştır.
II- CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin iş kazasının gerçekleşmesinde kusuru olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; “Davanın kısmen kabulü ile,
1- 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 02/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- 137.364,13 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 02/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda özetle “A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine,
B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince kabulü ile, 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b.2 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına,
1-Davanın kısmen kabulü ile,
a)30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b)143.842,34 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 04/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle: hesap raporları arasında çelişki olduğunu, pasif devre hesabının hatalı olarak hesap edildiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle: İstinaf Mahkemesi gerekçesinin soyut olduğunu, müvekkiline %80 oranında kusur veren rapora itibar edilmesinin hatalı olduğunu, davacı eylemiyle illiyet bağının kesildiğini, kusur raporları arasında çelişkinin giderilmediğini, manevi tazminata fahiş miktarda hükmedildiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
A) Davacı vekilinin maddi tazminat isteminin reddolan kısmına, davalı vekilinin ise davacı lehine hükmedilen manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070,00 TL, 01.01.2021 tarihi sonrası için 78.630,00 TL’dir.
Somut olay incelendiğinde, davacı vekilinin müvekkili lehine ıslah dilekçesiyle beraber 213.631,47 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği, İlk derece mahkemesince taleplerin kısmen kabulü ile davacı lehine 137.364,13 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, davacı ve davalı taraf vekillerinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 16.03.2021 tarihli kararıyla davalı istinaf isteminin esastan reddine karar verilirken, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davacı lehine 143.842,34 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alındığında, davacı vekilinin reddolan maddi tazminat isteminin, ve davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın diğer istemler ve reddolan taleplerden bağımsız olarak Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte olan 78.630,00 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmakla davacı ve davalı vekilinin anılan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
ece Mahkemesine gönderilmesine, 31.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.