Esas No: 2022/6102
Karar No: 2022/8282
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6102 Esas 2022/8282 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir ve Yargıtay'ın bozma ilamına uyularak kısmen kabul edilmiştir. Ancak, mahkemece yapılan araştırma sonucu eksik kalmış ve yönetimle ilgili sorunlar sebebiyle kararın infaz edilemeyeceği belirtilmiştir. İlgili kanun maddeleri 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi atfı ile 506 sayılı Kanun’un 79/10 ve 5510 sayılı Kanun’un 86/9. maddeleridir. Bu kanun maddelerine göre, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalarda delil toplama sürecinde özel bir duyarlılık gerekmekte ve hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi amaçlanmaktadır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, Yargıtay (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar ..., ..., ..., ..., ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi atfı ile 506 sayılı Kanun’un 79/10 ve 5510 sayılı Kanun’un 86/9. maddeleridir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Hükmüne uyulan Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin günlü bozma ilamında; “Yapılacak iş, davalı apartmanın gelir-gider, karar defterlerini getirtmek, davacının çalıştığını kabul ettiği dönemde apartmanın kiracılarını, re’sen belirlenecek komşu apartman kapıcıları ve dava konusu apartmana yakın bakkal, market ve diğer işyerleri çalışanları ve sahiplerini şahit olarak dinleyerek, davacının tüm mesaisini davalı apartmana hasredip etmediği, davacının davalı apartmanın kapıcı dairesinde oturup oturmadığı, keza, davacının davalı apartman dışında başka bir apartmana hizmet verip vermediği, davalı apartmanın büyüklüğü, daire sayısı, bahçesi olup olmadığı, varsa büyüklüğü, ısınma sistemi araştırılıp, gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak çalışmanın part-time olup olmadığı saptanarak sonucuna göre karar vermek, part-time çalıştığının kabulü halinde ise, davacının sürekli olarak bir günde kaç saat çalıştığı, giderek haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenerek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışma bir günlük çalışma hesabı ile kaç işgücüne karşılık olduğu hususunda bir uzman bilirkişinin görüşü alınmak suretiyle açıkça saptamaktan ibarettir.” hususlarına işaret edilmiş olmakla,
Mahkemece bozma sonrası yargılamada davanın bir kısım hizmetlerinin kabulü ile davalı ... yönetiminde çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamıştır.
Dosyanın incelenmesinde, hükmün Apartman yönetimi hakkında kurulduğu, oysa apartman yönetiminin bulunmadığı yönünde dosyada ...’in Apartman yönetimi bulunmadığını, kendisinin kiracı olduğunu davanın kat maliklerine karşı açılması gerektiğini beyan ettiği dilekçe ve ekinde vekaletnameler ile birlikte; 26/12/2014 tarihinde ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili tarafından Apartman Yönetimi ve Yöneticisi bulunmadığından Feri müdahale talebinde bulunulduğu, yine aynı tarihli ayrı temyiz dilekçesi ile de, bu kişiler adına temyiz isteminde bulunulduğu, mahkemece bu hususun açıklığa kavuşturulmadığı, hakkında hüküm kurulan ... Apartman Yönetiminin taraf ve dava ehliyetinin bulunmaması halinde, hakkında verilen kararın infaz edilemeyeceği gözetilmeli, Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında Apartman Yönetim Kurulunun bulunmadığının anlaşılması halinde, kat maliklerine husumet düşeceği gözetilip bu kimselerin yöntemince ve tümüyle taraf kılınıp kılınmadığı irdelenerek ve verilecek hükmünde onlar hakkında kurulması gerektiği nazara alınarak hüküm kurulmaladır.
Mahkeme kabulüne göre ise; temyiz eden ...’ın talep edilen dönemde kat maliki bulunup bulunmadığı araştırılmalı, kat malikinin olduğunun ve apartman yönetiminin de bulunmadığının anlaşılması halinde yöntemince taraf kılınmalıdır. Yine mahkemece verilen hüküm ... Apartman yönetimi hakkında kurulmuş olup, temyiz eden kat malikleri hakkında reddin gerekçesi anlaşılamadığı gibi, kat maliklerinin ... Apartman Yönetimi ile birlikte yargılama giderlerinden sorumlu tutulması da ayrıca çelişkili olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve eksik araştırma sonucu oluşturulan hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgililere iadesine,
dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 01/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.