11. Hukuk Dairesi 2016/6902 E. , 2018/808 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada ..... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/03/2016 tarih ve 2014/1478-2016/219 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin halen davalı şirketin %5 hissesine sahip bulunduğunu, şirketin % 95 payının sahibi diğer davalı ...’nın yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalıların müvekkilini şikayet ettiklerini, davanın halen devam ettiğini, hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığı sürece müvekkilinin masum olduğunu, müvekkili hakkında açılmış bir hukuk davasının ise bulunmadığını, davalıya ait internet sayfasında müvekkili hakkında "Yaklaşık bir yıldır . .... olarak çalışan ... isteği ile şirket yönetim kurulu üyeliğinden 24.12.2013 tarihinde ayrılmıştır. Şirketimizin ... hakkında açtığı ceza ve hukuk davaları devam etmektedir. İlgili kişilere duyurulur." ibaresinin yazıldığını, bu ibarelerin müvekkilinin kişilik haklarına yayın yolu ile açıkça hakaret olduğunu, toplum içinde kasıtlı olarak küçük düşürdüğünü, müvekkili hakkında dolandırıcı imajının yaratıldığını ileri sürerek haksız rekabetin önlenmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının şirket ortağı olduğunu, “münferiden imza yetkilisi olmasına ve ortakların kararı ile eş yetkili yönetim kurulu üyesi olmasına” karar verilmesinden iki gün sonra 500.000,00 TL bedelli senedi hiçbir ticari alışveriş olmaksızın arkadaşına verdiğini, senetle ilgili icra takibi başlatıldığını, senet ortaya çıkınca davacının iş yerinden ayrıldığını, yönetim kurulu üyeliğinden azledildiğini, "şirketten iyi yönetilmediği için ayrıldığı, şirketin batacağı, taahhütlerini yerine getiremeyeceği" gibi söylemlerde bulunduğunu, üçüncü kişileri ve potansiyel müşterilerini bilgilendirmek amacıyla anılan bilgilendirme yazısının internet sayfasına konduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; ortada haksız rekabet hali bulunmamakla birlikte, “davacının, davalı şirket ile herhangi bir bağının kalmadığı” yönünde bir bilgilendirme maili yeterli olacak iken “davacı hakkında devam eden hukuk ve ceza davalarının bulunduğu” yolundaki söylem, davacıyı küçük düşürüp itibarını sarsarak ona zarar verme kastının varlığını ortaya koyan 6098 sayılı TBK"nın 49. maddesi çerçevesinde bir davranış olduğu gerekçesiyle, yazının altında isminin bulunmaması nedeniyle davalı ... yönünden davanın reddine, davalı şirket yönünden kısmen kabulü ile davalı şirketin haksız eyleminin sona erdirilmesine, 3.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
.../...
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 15,35 TL harcın temyiz edene iadesine, 06/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....