17. Hukuk Dairesi 2016/13340 E. , 2019/3043 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı ...Ş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 18/01/2015 tarihinde müvekkillerinin murisi ..."nun içinde bulunduğu aracın kaza yapması sonucu hayatını kaybettiğini, meydana gelen bu olay sonucunda müvekkilerinin destekten yoksun kaldıklarını, kazaya sebebiyet veren aracın davalı ... nezdinde karayolu zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunduğunu, bu nedenle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu beyanla, müvekkillerden ..., ..., ..., ..., ..."nun mütevaffanın cenazesi ve defni için yapmış oldukları masraflar karşılığında fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak suretiyle 500,00 TL maddi tazminat, ... için 250,00 TL, ... için ise 250,00 TL destekten yoksunluk tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden alınarak müvekkillerine ödenmesini talep etmiş, 12/05/2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini toplam 70.942,06 TL olarak belirlemiştir.
Davalı ...Ş vekili;davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile ... için 15.503,17 TL, ... için 15.503,37 TL ve cenaze ve defin giderleri için 1.500,00 TL olmak üzere toplam 32.506,54 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, 6098 sayılı TBK"nun 53. maddesi gereğince destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderinin tazmini istemine ilişkindir.
Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre; çocuklar için destekten yoksun kalacakları sürenin belirlenmesinde yaşlarının, okuldaki eğitim durumlarının, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşulların ayrı ayrı değerlendirilmesi, yüksek öğrenim yapacak iseler 25 yaşının doldurulmasına kadar; yüksek öğrenim yapmamakta iseler yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerekmektedir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II.maddesinde düzenlenmiş olup "ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir" şeklinde hükme bağlanmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nun 45/II. (6095 sayılı TBK 53. md) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Desteklenen (yardım gören) kimsenin BK. 45 gereğince tazminat isteme hakkının doğabilmesi için, destek sayılan kimsenin ya fiilen ilgiliye bir yardımda bulunması, bakması veya ileride böyle bir yardım veya bakma ihtimalinin ciddi olarak muhtemel olması lâzım ve yeterlidir. Bir kimseye kanun hükmü veya akdî bir mükellefiyet icabı ileride bakması çok muhtemel olanlar da destek sayılırlar. Doktrin bu tür desteklere “farazi destek” adını vermektedir. Bundan maksat, ölenin ölmemiş olması halinde davacıya bakma hususunda kanunî bir yükümlülük altında bulunmasıdır.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda, öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede, destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin, baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatının önemli şartlarından biri bakma unsurudur. Bir başkasına bakma, destek sayılmanın en önemli şartıdır. Bakma fiilen mevcut olabileceği gibi, ileride gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel de bulunabilir. Bu anlamda tazminat talebi, ölenin bakım gücüne sahip olması şartına bağlıdır. Bu nedenle, ölümün gerçekleştiği anda veya ileride bakım gücü olmayan kişi, destek sayılamaz. Bu durumun ispatı da davacıya düşer. Ancak destek olunan kişiye ne şekilde yardımda bulunulduğu önemli değildir. Destek görene yapılan yardım, beslenme, giyinme veya barınmaya yönelik olabileceği gibi, eğitim, sağlık, kültür gibi alanlarda da olabilir. Bu anlamda yardımın para
verilerek yapılması da şart değildir. Ayni yardımlar gibi hizmet edimleri de destek niteliği taşıyabilir.
Somut olayda, davacılar yönü ile yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında davacı ...’nun evli olduğu, geçimini kendisinin sağladığı, 7 çocuğunun olduğu, kira vermediği ve müşterek aile evinde oturduğu, kendisine ait aracı bulunduğu tespit edilmiştir. Davacı ... müteveffanın oğlu olup, 38 yaşındadır ve 7 çocuğu vardır. 38 yaşında ve 7 çocuğu olan bir kişinin annesinin desteğinden yararlandığının kabulü açıklanan maddi ve hukuksal olgulara uygun değildir.
Bütün bu açıklamalar karşısında davacı ...’in yaşı ve konumu ile ölenden destek almasını gerektirir özel bir durumu olduğunun davacı tarafça ispat edilemediği, ölenin düzenli nitelikte olmayan geçici yardımlarının desteklik sayılmayacağı dikkate alındığında, davacı ...’nun ölenden destek alma şartlarının oluşmadığının kabulü gerekirken, müteveffa ...’nun davacı ...’e destek olduğunun kabulü ile bu davacı yönü ile tazminata karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı 44,40 TL onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.