1. Hukuk Dairesi 2016/11018 E. , 2019/4024 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR-
Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
Davacı, 1196 parsel sayılı taşınmazı kendisine bakması amacıyla davalı oğluna devrettiğini, ancak davalının bakım görevini yerine getirmediğini, okuma yazma bilmediğini, tapuda yapılan işlemin iki şahit huzurunda ve parmak basmak suretiyle yapılması gerektiğini, şekil şartlarına uyulmadan yapılan işlemin geçersiz olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, zamanaşımının geçtiğini, davacının muvazaa iddiasıyla tapu iptali ve tescil talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, satış işleminin tapu memuru huzurunda resmi yazılı şekilde şartlara uygun olarak yapıldığını, davacı olan annesine bakmaya hazır olduğunu, davacının davayı diğer çocuklarının baskısı ve etkisiyle açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, satış işleminde iki tanık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “.... 2659 Sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca; temlik işleminde kullanılan imzanın sahte olduğu iddiası, başka bir ifadeyle imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı hususunun Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince saptanması gerekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmış değildir. Hal böyle olunca, öncelikle Tapu Sicil Müdürlüğünden söz konusu "Resmi Senet" aslının getirtilmesi, davacının, resmi ve özel kurumlarda bulunan imza ve yazılarını havi belgelerin temini ile dosyanın kül halinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesi, Fizik (Grafoloji) İhtisas Dairesi"nden resmi senetteki imza ve yazının davacının eli ürünü olup olmadığı hususlarında rapor alınması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” açıklaması ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda satış işlemi yapılırken şekil şartlarına uyulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı ...’in çekişme konusu 1196 parsel sayılı taşınmazı 04.12.2003 tarihinde 3628 yevmiye numaralı resmi senetle oğlu ...’e satış suretiyle temlik ettiği, anılan resmi senette ... ’nin imzasının yer aldığı, nüfus kayıtlarına göre Şahsine’nin baba adının ... , baba soyadının ise ... olduğu, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden gelen müzekkere cevabında ... TC kimlik numaralı ...’e ait belge bulunamadığı ancak, 1931 doğumlu Süleyman kızı ... Güvenç"in kaydına rastlanıldığı, onun da 08.10.1938 yılında 118 numaralı öğrenci olarak 1. sınıfa kayıt yaptırdığı 1942-1943 eğitim yılında 3. sınıfa geçtiği daha sonra ailesinin Söke kazasına yerleşmesi nedeniyle 28.03.1945’te okuldan ayrıldığı hususunun tespit edildiği sabittir.Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi 17.11.2015 tarihli raporu ile 04.12.2003 tarihli resmi senetteki imzanın basit olduğu gerekçesiyle imzanın kime ait olduğunun saptanamadığı şeklinde görüş bildirmiştir. Satışa ilişkin resmi senette davacının imzası olması nedeniyle Tapu Sicil Tüzüğünün 17. maddesindeki koşulların aranmasına gerek yoktur. Dolayısıyla, davacı tarafın sahtecilik iddiasını ispatlayamadığı açıktır.Hal böyle olunca, sahtecilik iddiasının ispatlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.