Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4462
Karar No: 2021/3425
Karar Tarihi: 08.04.2021

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/4462 Esas 2021/3425 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2017/4462 E.  ,  2021/3425 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında, ... İlçesi Yeni Mahalle çalışma alanında bulunan 1 ada 502 parsel sayılı 18.043,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları tarafından, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu taşınmaz ile birlikte çok sayıda taşınmazı kapsar şekilde açılan tescil davası ile davacı ... ve arkadaşları, ..., ... ve ... tarafından dava konusu taşınmaz hakkında ayrı ayrı açılan, ... ve ...’nun da katıldığı tescil davası ve davacı ... ve arkadaşları tarafından açılan meni müdahale davası davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmış ve davalar birleştirilmiştir. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 1 ada 502 parsel sayılı taşınmazın 3000/18043 metrekarelik kısmının ..., 500/18043 metrekarelik kısmının ..., 500/18043 metrekarelik kısmının ..., geriye kalan 14043 metrekarelik kısmının ise eşit hisselerle ..., ..., ..., ... ve Mevlüt Kaya adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi"nin ""davaların tefrik edilmesi gereğine"" değinilen bozma ilamına uyularak, tescil davasının kapsamında kaldığı dosya kapsamı ile belirlenen taşınmazlar hakkındaki davalar ayrılarak ayrı ayrı görülmek suretiyle bu dosyaya konu olan taşınmazla ilgili olarak yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak, Asliye Hukuk Mahkemesinde 20.05.1970 tarihinde Hacı Mahmut mirasçıları ..., ..., ..., ..., ... mirasçısı ..., ... ve ... mirasçısı ... tarafından, Hazinece istimlak edilen arazilerin fazlası olup ellerinde kalan 3010 dönümlük taşınmazın adlarına tescili istemiyle dava açılmış, davanın Kadastro Mahkemesine aktarılmasından sonra ayrıca, taşınmazların bir kısmı hakkında Hazine tarafından devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden oldukları iddiasıyla açılan dava dosyaları da birleştirilerek tek dosya üzerinden yapılan yargılama sonucu verilen kararın temyizi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince, ""her taşınmaz hakkında ayrı ayrı açılan davaların birleştirildiği, davaların birleştirilerek görülebilmesi için usulün 43/2. maddesi uyarınca davaların aynı sebepten doğması, 45/3. maddesi uyarınca da
    davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması başka bir anlatımla iki dava arasında bağlantı bulunması gerektiği, somut olayda birleştirme sebeplerinin bulunmadığı belirtilerek taşınmazlar hakkındaki davaların ayrılarak görülmesi" gereğine değinilmiştir.
    Anayasamızın 141. maddesine göre devlet, yargının basit, çabuk ve ucuz şekilde gerçekleşmesi için gereken tedbirleri almak zorundadır. Usul ekonomisi Anayasamızda ayrıca düzenlenmiş olduğu için, buna aykırılık, aslında Anayasa"ya aykırılık oluşturacaktır. (m.141). Ayrıca, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi"nin 6. maddesine göre de mahkemelerin makul bir süre içinde karar vermeleri öngörülmüştür. Bu, adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 30. maddesinde de hakimin yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte, yargılamanın hakkaniyete uygun olarak adil bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Hakkaniyet, taraflar arasındaki tam bir eşitliğin bulunmasını ve bu eşitliğin tüm yargılama boyunca devam etmesini gerektirir. Bu eşitlik yargılamada “silahların eşitliği” olarak ifade edilmektedir. Silahların eşitliği hukuk devleti ve genel eşitlik ilkesinin bir sonucudur. Silahların eşitliği, “hakim önünde eşitlik” ilkesi olarak, kanuni hakim ve hukuki dinlenilme hakkı yanında klasik bir usuli temel hak olarak kabul edilmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesinin 02.12.2004 tarih ve 2001/216 Esas, 2004/120 Karar (RG,21.10.2005, S.25973) sayılı kararında da “silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarının yargılama sırasında usul hükümleri yönünden eşit konumda bulunma, taraflardan birine dezavantaj sağlayacak kurallara yer vermeme esasını öngörmekte, diğer bir deyişle davanın tarafları arasında hakkaniyete uygun bir dengenin varlığını gerekli kılmaktadır" görüşü benimsenmek suretiyle yargılamada hakim olan temel ilkelere açıklık getirilmiştir.
    İş bu dava ile birlikte daha evvel Dairemizde temyiz incelemesine konu olan 407 adet dava dosyası, tek bir tescil davasından kaynaklanmaktadır. Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; açtıkları tescil davası çok sayıda davaya (parçaya) ayrılan davacılar yönünden, davanın parsel bazında tefrik edilerek ayrı ayrı yürütülmesi, maddi külfet dışında, yargılamanın sağlıklı yürütülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi imkanını da ortadan kaldırmakta, yüzlerce dosyaya dönüştürülmüş ihtilafın yargılama giderleri ve temyiz giderlerini de karşılanamaz hale getirmektedir. Öte yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 27. maddesi hükmüne göre kadastro tespitinden önce açılan davaya konu olan taşınmazlar hakkındaki davanın kadastro mahkemesinde birlikte görülmesi zorunludur. İhtilafın aynı nedenle açılan tescil davasından, bir başka ifade ile aynı sebepten kaynaklandığı göz önüne alındığında, "davaların ayrılarak görülmesi gereğine" değinilen bozma ilamının maddi hataya dayalı olduğu kuşkusuzdur. Maddi hataya dayalı bozma ilamı davanın tarafları açısından kazanılmış hak oluşturmaz.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, aynı tescil davasının kapsamında kalan davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerlerini de etkileyeceği dikkate alınmak suretiyle, tefrik edilen tüm dava dosyalarının birleştirilip, 3402 sayılı Kanun"un 30. maddesi de göz önüne alınarak, taşınmazların gerçek hak sahibi belirlenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, davaların ayrı ayrı sürdürülüp sonuçlandırılması isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi