MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.04.2013 gününde verilen dilekçe ile yola müdahalenin men"i ve yıkım talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.06.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, yola müdahalenin men" i ve yıkım istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile birlikte ... İli, ...İlçesi, ...Köyünde ikamet ettiklerini, davalının 128 ada 1 parsel üzerinde bulunan samanlığının üzerine ev inşaatı yaptığını, yol tarafına 1,5 mt mesafede balkon çıkması yapmak sureti ile köylünün ortak kullanımında olan yolu daralttığını, ayrıca kasıtlı olarak köy yoluna toprak yığmak sureti ile yolun kapatıldığını, daha önce kaymakamlık makamınca davalının yola müdahalesinin tespit edilmesi üzerine müdahalenin men"ine karar verildiğini; ancak, bu kararların infaz edilmediğini, bu nedenle tecavüzlü kısımların kal"i ve davalı tarafça yığılan toprağın kaldırılarak yolun eski hale getirilmesini istemiştir.
Davalı ... cevabında; kardeşi ... ile birlikte evi yaptıklarını, eskiden kalma samanlık üzerine ev yaptığı için herhangi bir genişleme olmadığını davanın reddini istemiş, bilirkişi raporuna karşı beyanlarında ise toprak yığını kaldırdığını bir tecavüzünün olmadığını beyan etmiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu yer belediye sınırları içerisinde kaldığından davacının müstakilen bu davayı açma yetkisinin kalmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizin 12.05.2014 tarih ve 2013/73 Esas ve 2014/289 Karar sayılı ilamı ile “... yollar kamunun ortak kullanımına tahsisli olup, yoldan yararlanma hakkı olan kişilerin de dava açma hakkı olduğu, davacının bu nedenle aktif dava ehliyeti olup işin esasının incelenmesi gerektiği..” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; dava konusu evin her iki tarafının da yol olarak kullanıldığı, söz konusu çıkmanın herhangi bir şekilde geçişi engellemediği, davalının da yola toprak dökerek geçişi engellediği görülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından dava konusu balkonun yolun kullanımını engellediği, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
Bozma ilamı öncesi hazırlanan 10.6.2014 tarihli inşaat bilirkişi raporunda; dava konusu 128 ada 1 parsel de bulunan binanın (D) ile gösterilen yer kadar yola 1,61 m2 direk tecavüz olduğu, doğu batı kuzey yönlerinde (B) kadar 10,79 m2 tecavüz olduğu ve A ile gösterilen yere ise toprak dökmek sureti ile yola tecavüz ettiği, kısmen yolu daraltıp kapattığı belirtilmiştir. Bozma sonrası aldırılan 29.05.2017 havale tarihli fen bilirkişi raporu ve ekinde bulunan resimlerde davalıya ait evin balkonun yola çıkma yaptığı belirtilmiş ve yol üzerinde herhangi bir toprak yığınına rastlanmadığı tespit edilmiştir.
O halde, davalıya ait evin balkonunun köylünün ortak kullanımında olan yola tecavüzü sabit olup, davanın kabulü ile dava konusu balkonun kal"ine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.