Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019/1545 Esas 2019/4023 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1545
Karar No: 2019/4023
Karar Tarihi: 04.03.2019

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019/1545 Esas 2019/4023 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2019/1545 E.  ,  2019/4023 K.

    "İçtihat Metni"



    Nitelikli hırsızlık suçundan sanık ..."nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h ve 62/1. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının anılan Kanun"un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Iğdır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2018 tarihli ve 2017/30 esas, 2018/1063 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 21/01/2019 gün ve 16298/2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/01/2019 gün ve 2019/8242 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Dosya kapsamına göre, sanığın sabıka kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan karara ilişkin suçu işlendiği tarihte 18 yaşından küçük olduğu cihetle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/5. maddesinde yer alan “Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme gereğince, söz konusu kararın tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Sanığın ve katılanın yokluğunda verilen 05.06.2018 tarihli ve 2017/30 E., 2018/1063 K. sayılı mahkûmiyet kararı, her ne kadar sanığa 10.08.2018 tarihinde(cezaevinde) ve katılana da 14.08.2018 tarihinde tebliğ edilmişse de; yapılan bu tebligatların usulsüz olduğu zira, “Tebligat tarihinde cezaevinde bulunan sanığa tebliğ edilen karar içeriği okunup anlatılmak” suretiyle anılan kararın tebliğ edilmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde, yokluğunda verilen mahkûmiyet kararının sanık ...’ye tebliğine ilişkin düzenlenen 10.08.2018 günlü tebliğ-tebellüğ belgesi içeriğine göre, tebliğ işleminin 5271 sayılı CMK"nın 35/3. maddesinde öngörülen usule uygun olmadığı; yine katılan Nuray Tanrıkulu bakımından da 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesine göre öncelikle katılanın kovuşturma aşamasındaki 08.12.2017 tarihli duruşmada bildirdiği son bilinen adresi olan “.... adresine gerekçeli kararın tebliğe çıkartılması, ancak bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın bu adrese yapılması gerekirken; sanığa, “.... adresinde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre tebliğ yapıldığı ve bu şekilde yapılan tebliğ işleminin geçersiz olduğu, dolayısıyla kararın usulüne uygun kesinleşmediği belirlenmekle; kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, öncelikle 05.06.2018 tarihli kararın usulüne uygun olarak sanık ve katılana tebliğ edilip, usulüne uygun biçimde kesinleştirilmesinden sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup .... 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 05.06.2018 tarihli ve 2017/30 E., 2018/1063 K. sayılı karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 04/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.