8. Hukuk Dairesi 2009/4558 E. , 2010/1572 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Bakırköy 4. Aile Mahkemesinden verilen 06.03.2009 gün ve 115/143 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde satın alınarak davalı koca adına tescil edilen 2520 parseldeki 11 numaralı daire için katkı payı alacağı ile evliliği sebebiyle eşinin istememesi üzerine çalıştığı işyerinden ayrılmak zorunda bırakıldığından uğradığı kazanç kaybının davalıdan tahsili isteğinde bulunmuştur.
Davalı ..., davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, katkı payına yönelik davanın kısmen kabulü ile 1.918,08 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine, kazanç kaybına yönelik davanın ise ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davacının evlenme sebebiyle davalı tarafından işinden ayrılmak zorunda bırakılarak gelirinden mahrum edildiği ispat edilemediğine göre usul ve yasaya uygun bulunan hükmün kazanç kaybına yönelik bölümünün ONANMASINA,
Davacı vekili söz konusu taşınmazın alımına evlilik öncesi çalışmaları sonucu elde ettiği gelirleri ile altınlarını vererek katkıda bulunduğunu iddia etmiş ise de, bu hususlar kanıtlanamadığından hüküm kurulurken gözönünde bulundurulmamasında isabetsizlik görülmemiştir
Davacı vekilinin 2520 parseldeki 11 numaralı bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı, sözkonusu taşınmaz için 15.000 TL katkı payı istemiştir. Mahkemece, yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle bilirkişi raporunda belirlenen miktara hükmedilmiştir. Bilirkişi raporunda, davacının toplam net gelirinden ½ oranındaki miktarı şahsi giderleri ile evin geçimine ayırmış olduğu kabul edilerek, kalan miktarın taşınmazın edinme tarihindeki değerine bölünerek katkı oranı belirlenmiş, bulunan bu oran taşınmazın dava tarihindeki değeri ile çarpılarak katkı payı alacak miktarı saptanmıştır. Bilirkişi kurulunun bu şekilde yapılan katkı payı alacağı hesabı, davalının gelirinin gözardı edilmesi nedeniyle hakkaniyete uygun olmadığı gibi dava tarihinin 29.7.2004 olduğu halde raporda, boşanma dava tarihi olan 28.6.2004 tarihinin esas alınması da doğru olmamıştır. Dosya içeriğine göre, taraflar 27.6.1998 tarihinde evlenmiş, 28.6.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 15.9.2008 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TMK.m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.m.202,225).
Dosya arasındaki belgelere göre davacının, SSK kapsamındaki işyerlerinde 1992 yılında stajyer öğrenci olarak çalışmaya başladığı, ardından 1997 yılından 1998 yılına kadar muhasebeci olarak çalışırken işten ayrıldığı, daha sonra 12.5.2000 tarihinde yeniden çalışmaya başladığı, davalının ise aynı kapsamda deri sektöründe ayakçı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının çalıştığı işyerlerinden elde ettiği gelirlerine ilişkin belgeler dosya arasında bulunduğu halde, aynı dönemde davalı kocanın gelirinin araştırılmaması eksikliktir. Bu nedenle, dairenin edinme tarihine kadar ayakçı olarak çalışan davalı kocanın da geliri belirlenmelidir.
Dava konusu taşınmaz, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 17.11.2000 tarihinde satın alındığından uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, evlilik tarihinden taşınmazın edinildiği 17.11.2000 tarihine kadar her iki tarafın tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmeli, tarafların sosyal statüleri ve konumları gözetilerek her iki tarafın kişisel harcamaları ile 743 sayılı TKM.nin 152. maddesi uyarınca davalı kocanın aileyi geçindirme yükümlülüğü de gözönünde bulundurularak yapabilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı bulunmalı, daha sonra davacı ve davalının ayrı ayrı tasarruf miktarlarının toplam tasarruf miktarı içerisindeki katkı oranlarının ne olduğu saptanmalı, davacıya ait katkı oranının taşınmazın dava tarihindeki değeri ile çarpılarak davacının katkı payı alacağının belirlenmesi için bir hukukçu, bir mali müşavir ve bir inşaatçıdan oluşan bilirkişi kurulundan taraflar, mahkeme ve Yargıtay"ın denetimine açık rapor alınması, ondan sonra esas hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bundan ayrı, dava tarihi 29.7.2004 olduğu halde, hüküm bölümünde, dava tarihinin 28.02.2008 olarak gösterilmiş olması da doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün taşınmaza ilişkin bölümünün usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 05.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.