17. Ceza Dairesi 2019/8285 E. , 2019/10637 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
Hırsızlık suçundan sanık ...’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143/1 ve 43/1. maddeleri gereğince 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Karaman 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/01/2018 tarih, 2016/189 Esas ve 2018/25 Karar sayılı ilamına karşı Adalet Bakanlığı"nın 07/03/2019 tarih, 94660652-105-70-40-2019 KYB sayılı Kanun Yararına Bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 13/03/2019 tarih ve 2019/26409 sayılı ihbarnamesi ve Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 2019/7878 Esas ve 2019/7729 Karar sayılı görevsizlik kararıyla Dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın İstem yazısında;
“Dosya kapsamına göre, sanığın Karaman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2007 tarih, 2007/349 Esas ve 2007/462 Karar sayılı ilamı ile 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasına mahkûm edildiği ve işbu dosya ile bahse konu dosya arasında zincirleme suç hükümleri uygulanması gerektiğinden bahisle sanığın neticeten 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve Karaman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2007 tarih, 2007/349 Esas ve 2007/462 Karar sayılı ilamı ile verilen 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasının mahsubunun infaz aşamasında gözetilmesine karar verilmiş ise de, sanığın eyleminin bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştiği ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanarak kesinleşen cezanın mahsup edilmesi gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu ile kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.” Denilmektedir.Hukuksal değerlendirme:5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
5271 sayılı CMK"nın "Kararların Açıklanması ve Tebliği" başlıklı 35. maddesinin üçüncü fıkrası; "İlgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar, kendisine okunup anlatılır." şeklinde düzenlenmiştir.
İncelenen dosyada; sanık ... hakkında verilen hükmün, sanığa cezaevinde 24/10/2018 tarihinde "okumak/almak" suretiyle tebliğ edildiği, hükmün ise 09/11/2018 tarihi itibariyle kesinleştirildiği tespit edilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda:
CMK"nın 35/3. maddesinde tebliğ yapılacak muhatabın serbest olmayan bir kişi veya tutuklu olması halinde tebliğ edilen kararın, kendisine okunup anlatılacağının düzenlenmesi, sanığın tebliğ tarihinde cezaevinde bulunması, gerekçeli kararın sanığa cezaevinde 24/10/2018 tarihinde "okumak/almak" suretiyle tebliğ edilmesi, gerekçeli kararın sanığa anlatılmadan tebliğ edilmesi nedeniyle tebliğin usulüne aykırı olması, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna ancak, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde başvurulabilmesi karşısında; gerekçeli kararın, sanığa yöntemince tebliği, temyiz kanun yoluna başvurulması halinde gereğinin yerine getirilmesi, temyiz kanun yoluna başvurulmaması halinde ise, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 07/03/2019 gün ve 94660652-105-70-40-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/03/2019 gün ve 2019/26409 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesine konu hukuka aykırılık açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması gerekmektedir.
SONUÇ VE KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)Karaman 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/01/2018 tarihli ve 2016/189 esas, 2018/25 sayılı kararına yönelik, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN BU AŞAMADA REDDİNE,
2)Dosyanın, gerekçeli kararın, sanığa yöntemince tebliği, temyiz kanun yoluna başvurulması halinde gereğinin yerine getirilmesi, temyiz kanun yoluna başvurulmaması halinde ise, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 07/03/2019 gün ve 94660652- 105-70-40-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/03/2019 gün ve 2019/26409 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesine konu hukuka aykırılık açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması için, mahalline gönderilmesine, sonraki işlemlerin, mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 16/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.