Esas No: 2021/3155
Karar No: 2022/1711
Karar Tarihi: 04.04.2022
Danıştay 5. Daire 2021/3155 Esas 2022/1711 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2021/3155 E. , 2022/1711 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3155
Karar No : 2022/1711
TEMYİZ EDEN (DAVACI) …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; … Ağır Ceza Mahkemesi'nin E…., K:… sayılı kararıyla, davacının örgüte müzahir sendika üyeliği ile Bank Asya'da bulunan hesabına ilişkin deliller birlikte değerlendirilerek delil yetersizliğinden beraatine karar verildiği, davacı hakkında terör örgütüne üyelik ya da bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan ceza davasında delil yetersizliğinden beraat kararı verilmiş olsa bile, durumunun, terör örgütü veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisak veyahut irtibat derecesinde bağının olup olmadığı yönünden mevcut bilgi ve belgeler dikkate alınmak suretiyle Mahkemelerince ayrıca değerlendirilmesinin gerektiği, bu itibarla, davacının FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Aktif Eğitimciler Sendikası'na 2014-2016 yılları arasında 28 ay süreyle üyeliğinin bulunduğunun, çocuğunun FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan kurumlar arasında yer alan Özel Servergazi İlkokulu'nda 2014-2016 yılları arasında kaydının olduğunun görüldüğü, Komisyon kararındaki tespitler ile ceza dosyasındaki delil ve olgular birlikte göz önünde bulundurulduğunda, davacının, FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu, davacının başvurusunun reddine ilişkin Komisyon kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; hakkında yürütülen ceza yargılaması sonunda beraat kararı verildiği ve anılan kararın kesinleştiği, her ne kadar dava konusu işlem ve mahkeme kararı gerekçesinde çocuğunun Özel Servergazi İlkokulu'nda 2014-2016 yılları arasında kaydının olduğu belirtilmiş ise de, çocuğunun 2013 yılı Haziran ayından itibaren anılan okulda kaydının bulunduğunun göz ardı edildiği, okulun Denizli'nin en başarılı okulu olduğu, evlerine yakın olması ve tam gün eğitim verilmesi nedeniyle tercih ettikleri, Aktif Eğitimciler Sendikası'nın Milli Eğitim Bakanlığı'nın teşvik ve tavsiyesiyle kurulmuş legal bir sendika olduğu, bu nedenle üye olduğu, Resmi Gazete'de Şubat 2016'da yayımlanan Başbakanlık Genelgesi'nin Nisan ayı içinde idarece çalışanlara tebliğ edildiği, bunun üzerine anılan sendikanın genelgede bahsedilen örgütlerden biriyle irtibatlı olma ihtimaline binaen üyeliğini kendi isteği ile 27/04/2016 tarihinde sonlandırdığı, sendikaya üye olduğu dönemde sendikanın hiçbir toplantı ve etkinliğine katılmadığı, üyelikten başka hiçbir görevinin olmadığı, OHAL Komisyonu tespitinde yer alan Bank Asya hesap hareketlerinin, miras yoluyla intikal eden evin satışı üzerine alıcının kredi kullanması nedeniyle banka yoluyla ödemenin gerçekleştirilmesinden kaynaklı olduğu, söz konusu tarihlerde bankanın TMSF'na devredileceği bilgisinin bulunduğu, Devlet güvencesinde olacağı düşüncesiyle anılan hesaba gönderilmesini istediği belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu iddia edilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi İdare Mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY ve İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye'de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Cumhurbaşkanı'nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
Anayasa'nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 118. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından 20/07/2016 tarihli toplantıda yapılan değerlendirmede, darbe teşebbüsünün TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla Milleti ve Devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı belirtilmiştir.
MGK'nın anılan toplantısında "demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla" Hükûmete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması hususu kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00'den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır.
01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı (Mükerrer) Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin ''Kamu Personellerine İlişkin Tedbirler'' başlıklı 2. maddesinde: ''(1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti (Anayasa Mahkemesi'nin 24/06/2021 tarih ve E:2018/81, K:2021/45 sayılı kararıyla 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 1. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "...üyeliği, mensubiyeti veya..." ibaresinin iptaline karar verilmiştir.) veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan; a) Ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden, b) Ekli (2) sayılı listede yer alan kişiler Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatından, c) Ekli (3) sayılı listede yer alan kişiler Jandarma Genel Komutanlığı teşkilatından, ç) Ekli (4) sayılı listede yer alan kişiler Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatından, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.'' hükmüne yer verilmiştir.
Davacı, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmış, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvuru … tarih ve … sayılı işlem ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine, anılan kararın iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.
Diğer yandan davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmiş, Dairemizin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan beraat kararının istinaf edilmeden kesinleştiği görülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca terör örgütlerine veya MGK'ca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin, “meslekten veya kamu görevinden çıkarılmasına" ilişkin kararlar, adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan “olağanüstü tedbir" niteliğindedir.
AİHM "demokratik bir devletin, memurlarından anayasal prensiplere sadakat göstermesini isteme hakkı bulunduğunu" belirtmektedir (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 52; Volkmer/Almanya (k.k.), B. No: 39799/98, 22/11/2001; Petersen/Almanya, B. No: 39793/98, 22/11/2001). AİHM'e göre "kamu çalışanlarının devlete sadık kalmaları genel yararı korumakla ve güvence altına almakla yükümlü devlet otoriteleri ile çalışmalarının doğasında bulunan bir şarttır." (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 57; Žičkus/Litvanya, B. No: 26652/02, 07/04/2009, § 28).
Terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara iltisak veya bunlarla irtibat, kamu görevlilerinin devlete sadakat yükümlülüğünü yitirildiğini ortaya koyan ve bahse konu olağanüstü tedbirin uygulanmasını gerektiren hâllerdir.
Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar ile kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hal ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterli olacaktır.
Her ne kadar İdare Mahkemesi kararında; davacının; FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı olan Aktif Eğitimciler Sendikasına 2014-2016 yılları arasında 28 ay süreyle üyeliğinin bulunduğu, çocuğunun FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan kurumlar arasında yer alan Özel Servergazi İlkokulu'nda 2014-2016 yılları arasında kaydının olduğu, bu itibarla davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu gerekçelerine yer verilmiş ise de; davacı tarafından bu tespitlerle ilgili olarak özetle, hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde verilen beraat kararının kesinleştiğinin, çocuğunun 2013 yılı Haziran ayında ilkokul 1. sınıfa başladığı tarihten itibaren anılan okulda kaydının bulunduğunun, evlerine yakın olması, tam gün eğitim vermesi ve Denizli'nin en başarılı okulu olması nedeniyle bu okulu tercih ettiklerinin, Aktif Eğitimciler Sendikası'na Milli Eğitim Bakanlığı'nın teşvik ve tavsiyesiyle kurulmuş legal bir sendika olması nedeniyle üye olduğunun, Resmi Gazete'de Şubat 2016'da yayımlanan "Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında" konulu Başbakanlık Genelgesi'nin Nisan ayı içinde kurumu tarafından kendisine tebliğ edilmesi üzerine anılan sendikanın genelgede bahsedilen örgütlerden biriyle irtibatlı olma ihtimaline binaen üyeliğini kendi isteği ile 27/04/2016 tarihinde sonlandırdığının, sendikaya üye olduğu dönemde sendikanın hiçbir toplantı ve etkinliğine katılmadığının, üyelikten başka hiçbir görevinin olmadığının ileri sürüldüğü görülmüştür.
UYAP kayıtları ve dava dosyasının incelenmesinden, davacı hakkında yürütülen ve kesinleşen ceza yargılaması neticesinde, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; "... Sanığın örgütle irtibatlı bazı sivil toplum kuruluşlarına salt üye olmasının, Bank Asya'da hesabının bulunmasının iltisak ve sempati boyutunda olup örgütsel bağ ve hiyerarşik yapıya dahil olma boyutuna ulaştığına dair yeterli delil olmadığı..." yolundaki tespitler ile davacının beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; terör örgütüne müzahir sendikada yöneticilik ve benzeri şekilde aktif bir görev üstlenmeksizin sürdürülen sendika üyeliğinin, salt bu haliyle örgütsel amaçla hareket edildiğini ortaya koyabilecek bir husus olmadığı, davacının çocuğunu örgüte müzahir okula göndermesinin örgütle irtibat ve iltisaklı sayılması için tek başına yeterli bir delil olarak değerlendirilmeyeceği, kaldı ki davalı idarece, davacının eğitim saikiyle hareket ettiğine yönelik beyanlarının aksine örgütsel amaçla hareket ettiğine dair herhangi bir tespit veya davacı hakkında FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olduğuna dair başkaca bir bilgi, belge de sunulmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda özetlenen gerekçeyle BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 04/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY :
Dava dosyasındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, davacının temyiz isteminin reddi ile davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.