19. Hukuk Dairesi 2016/13830 E. , 2017/7873 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asli müdahil Anadolubank vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü,
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya mali durumunu düzeltmek amacıyla hatır çekleri verdiğini,bu çeklerden bir kısmını ödemek zorunda kaldığını davalıya verilen vadesi gelmemiş toplamı 122.000,00 TL olan 4 adet çek olduğunu,bu çeklerden dolayı müvekkilinin mağdur olacağı ve ticari itibarının zedeleneceğini belirterek çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap vermemiştir.
Asli müdahil ... vekili, keşidecisi davalı olan T.işbankasına ait 36.000TL ve 34.000 TL lik çeklerin davalıdan ticari ilişkiye dayalı alacaklarına karşılık alındığını, savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Asli müdahil Anadolubank vekili, keşidecisi davacı olan TEB şubesine ait 29.000 TL’lik 27.4.2012 vadeli çekin davalı tarafından müvekkile olan borcuna karşılık verildiğini, çekin yetkili hamili olduklarını,karşılıksız kalan çekin ... 1.İcra Müdürlüğünün 2012/10956 esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre,davanın müracaata bırakıldığı ve işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay geçtiği halde yenilenmediği gerekçesiyle HMK 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş,hüküm asli müdahil Anadolubank vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ... Ltd.Şti tarafından ... Ltd.Şti aleyhine 4 adet hatır çeki verildiği iddiasına dayalı olarak menfi tespit davası açılmış, talep üzerine 6.7.2012 tarihinde 4 adet çekin ödenmemesi için tedbir kararı verilmiştir.
Yargılamanın devamında; dava konusu edilen çeklerden bir kısmının 3.kişiler tarafından icra takibine konulması üzerine 17.8.2012, 27.8.2012, 5.10.2012, 20.11.2012 tarihlerinde icra takiplerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
Ek kararlar ile durdurulan ... 1.İcra Müdürlüğünün 2012/10956 esas sayılı icra takip dosyasının alacaklısı ve 27.4.2012 tarihli 29.000,00 TL tutarlı çekin hamili Anadolubank vekili 11.2.2014 tarihli dilekçesi ile gerekli başvuru harcını yatırarak davaya asli müdahil olarak katılmış ve çekin meşru hamili olduğunu beyanla ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ayrıca davacının yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
Anadolubank’ın asli müdahele talebi 13.2.2014 tarihli oturumda kabul edilmiştir.
HMK 65.maddesi ‘’Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen yada tamamen hak iddia eden 3.kişi hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir’’hükmünü içermektedir.Asli müdahele bir kişinin açılmış bir davada kendi yararına bir hakkın tespit ve korunmasını istemesidir.Bu itibarla müdahele edilmek istenilen davanın hasımlı veya hasımsız olmasının önemi bulunmamaktadır.
Asli müdahele vekil aracılığıyla yapıldığı ve asli müdahilin hukuki yardım aldığı ve talebinde haklı olup olmadığı tartşılarak haklı görülmesi halinde lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün Asli müdahil Anadolubank yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11/12/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, hatır çeki olarak düzenlendiği iddia edilen kambiyo senetlerinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda HMK 150 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm asli müdahil vekilince vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Davacı, İİK 72 maddesine göre menfi tespit davası açmanın yanısıra çeklerin hamile ödenmemesi hususunda da tedbir talebinde bulunmuştur.
Bu durumda mahkemece sadece davanın tarafları yönünden sonuç doğuracak şekilde karar verilmesi gerekirken, dava dışı çek hamillerini de kapsayacak şekilde tedbir kararı verilmiştir.
Dava konusu çek hamilleri, tedbir kararından haksız olarak etkilenen üçüncü kişiler sıfatıyla her zaman mahkemeye başvurup tedbire itiraz etmeleri mümkün iken, asli müdahale dilekçesi vermek ve harcını da ikmal etmek suretiyle asli müdahil sıfatıyla davaya iştirak etmeyi tercih etmişler ve asli müdahillik durumu mahkemece de kabul edilmiştir.
Asli müdahale bağımsız bir dava olduğundan, feri müdahilden farklı olarak, asli müdahil taraftır ve dava sonunda onun hakkında bir karar verilir. İlk dava ile asli müdahale davası birlikte görülmekle birlikte bunlar iki ayrı davadır (H. Pekcanıtez, Medeni Usul Hukuku, 15. Bası, Cilt 3, s 772). Her iki halde de ilk dava ile asli müdahale davası birbirinden bağımsızdır. Asli müdahale için ayrı vekalet ücretine hükmedilir.( Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt 4, s 3513).
Keza Yargıtay 13 HD bir kararında “…Asli müdahale usul hükümlerine göre asıl davadan ayrı bağımsız bir dava niteliğindedir…. bu durumda dava değeri esas alınarak AAÜT hükümlerine göre nispi olarak hesaplanacak vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken…” (13. HD, 20.10.1995, 8250/9053) demek suretiyle, asli müdahale durumunda birbirinden bağımsız davaların varlığına işaret etmiştir.
Bu halde, asli müdahil yalnızca vekalet ücreti yönünden temyiz talebinde bulunmuş olsa bile, her şeyden evvel kendi davasıyla ilgili HMK 297 maddesine uygun bir hüküm kurulmuş olması gerektiği izahtan varestedir.
Mahkeme kararının hüküm kısmında asli davalar ile ilgili bir hüküm kurulmadığı gibi, karar başlığında isimleri gösterilen asli müdahale davalarının akıbetinin ne olduğuna dair herhangi bir gerekçe ve açıklamaya da yer verilmemiştir. Ne var ki, asli müdahil yalnızca vekalet ücreti yönünden kararı temyiz etmektedir. Ancak temyiz itirazının incelenebilmesi için, asli müdahilin açmış olduğu dava ile ilgili bir hüküm tesisi gerekmektedir. Ortada aslı bulunmayan bir hükmün ferileri yönünden temyiz incelemesi yapılamaz
Yukarıda sıralan gerekçeler doğrultusunda mahkeme kararının bozulması gerekirken, yalnızca asıl dava yönünden kurulan hüküm üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine dair sayın çoğunluğun bozma gerekçesine iştirak etmiyoruz.