1. Hukuk Dairesi 2016/10950 E. , 2019/4008 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS - ALACAK
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa taşınmaz bedelinin tahsili, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakan anneleri ...’ın 261 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını 24.12.2009 tarihinde satış göstermek suretiyle kızı olan davalı ...’a devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, anneleri ile aralarında çeşitli davaların görüldüğünü, mirasbırakanın davalı kızı ile birlikte hareket ettiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile, olmazsa taşınmaz bedelinin payları oranında dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, mirasbırakan annesinin borçlarına karşılık taşınmazdaki payını kendisine devrettiğini, davacılara da başka taşınmazlar verdiğini, dava konusu pay temlikinin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/48 E ve 2012/250 K Sayılı kararı ile iptal edildiğini, davacıların kötüniyetli olarak bu davayı açtıklarını ve hukuki yararlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/48 E Sayılı dosyasında görülen tasarrufun iptali davasının eda davası niteliğinde olmadığı, mülkiyetin davacılara geçmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1943 doğumlu mirasbırakan ..."ın 19.12.2013 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak davacı oğulları ... ve ... ile davalı kızı ..."nin kaldıkları, mirasbırakan ..."ın çekişme konusu 6 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını 23.12.2009 tarihinde satış suretiyle davalı kızı ..."a temlik ettiği anlaşılmaktadır.Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Bu arada davacılardan ... tarafından aralarında çekişme konusu taşınmazın da bulunduğu, 261 ada 6, 31423 ada 6 ve 30194 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar bakımından İcra ve İflas Kanunu 277. ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası açıldığı, o davada çekişme konusu taşınmazın alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla temlik edildiği saptanarak tasarrufun iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, muris muvazaasının varlığından söz edilebilmesi ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi için murisin mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla temlik yapması gereklidir.
Somut olayda, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/48 E ve 2012/250 K sayılı kararı ile temlikin alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı saptanmıştır. Bu durumda muris muvazaasından söz etme olanağı yoktur.Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan