Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7449
Karar No: 2019/3029
Karar Tarihi: 14.03.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/7449 Esas 2019/3029 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/7449 E.  ,  2019/3029 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı, asıl dosyada maddi tazminat davalarının kabulüne, manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne ve birleşen dosyada ise davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... A.Ş. ve ... Çimento San. ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    -K A R A R-

    Asıl davada, davacılar vekili; davacıların murisi müteveffa ..."in, davalı ... A.Ş. ve ... Çimento San. ve Tic. A.Ş"nin maliki bulunduğu ... plakalı aracın karıştığı 20/10/2006 tarihinde meydana gelen kazada vefat ettiğini, davacılardan ..."ın müteveffanın eşi olduğunu, diğer davacıların ise müteveffanın çocukları olduğunu, davacıların ayrıca müteveffanın desteğinden mahrum kaldıklarını beyanla, davacıların uğradıkları maddi zararlar karşılığı her bir davacı için 500,00"er TL maddi ve uğradıkları manevi zararlar karşılığı her bin davacı için 30.000,00"er TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada ise davacılar vekili; asıl davaya konu kazaya karışan ... plakalı aracın davalı şirket tarafından sigortalandığını, bunun üzerine sigorta şirketine başvurarak poliçe limiti olan 57.500,00 TL"nin ödenmesini istediklerini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine ... İcra Müdürlüğü"nün 2007/534 sayılı takip dosyası icra takibi yaptıklarını, davalı şirketin borcun olmadığını iddia ederek takibe itiraz ettiğini beyanla, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının %40 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen dosya davalıları cevap dilekçelerinde davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre,asıl davada davanın kabulü ile davacılar ... için 98.597,00 TL, ... için 11.004,00 TL ve ... için 4.079,00 TL tutarındaki destekten yoksun kalma tazminatının, kaza tarihi olan 20/10/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Çimento A.Ş."den alınarak davacı ... ..."e verilmesine,
    Davacıların manevi tazminat davalarının ise kısmen kabulü ile davacılar ... için 10.000,00 TL, davacı ... için 3.000,00 TL ve davacı ... için 1.500,00 TL tutarında manevi tazminatın, olay tarihi olan 20/10/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Çimento A.Ş"den alınarak bu davacılara verilmesine,
    Birleşen dosyada ise; davacılar ..., ... ... ve ... ... tarafından davalı ... A.Ş. Aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile; ... İcra Müdürlüğü"nün 2007/534 sayılı takip dosyası kapsamında davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,karara bağlanan alacaklara ilişkin olarak, davalılar ... Çimento A.Ş. ile ... A.Ş"nin müştereken ve müteselsilen sorumlu ve davalı ... A.Ş"nin sorumluluğunun poliçe limiti olan 57.500,00 TL ile sınırlı olduğunun tespitine, tahsilde tekerrür olmamasına dikkat edilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılar ... A.Ş. ve ... Çimento San. ve Tic. ...vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekili ile asıl dosya davalısı
    ... Çimento San. ve Tic. A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen tüm, asıl ve birleşen dosyalar davalısı ... A.Ş. vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava trafik kazasında ölen desteğin yakınlarının maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
    T.C. Anayasası"nın 36/1. maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" düzenlemesine yer verilmiştir. Davanın görüldüğü sırada yürürlükte olan HUMK"nun 73. maddesine göre de; kanunun gösterdiği istisnalar dışında hakim, her iki tarafı dinlemedikçe veyahut sav ve savunmalarını bildirmeleri için yasal şekillere uygun olarak davet etmedikçe kararını veremez. Paralel hüküm 6100 sayılı HMK"nun 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" şeklinde yer almıştır.
    Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
    Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK"nun 280/1. maddesi "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir" hükmünü amirdir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
    Somut olayda; hükme esas alınan 04.08.2015 havale tarihli hesap raporunun asıl ve birleşen davaların davalısı ... A.Ş"ye tebliğ edilmediği görülmektedir.
    Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, davacıların destekten yosun kalma tazminatlarına ilişkin hesap bilirkişi raporunun usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması ve raporlara karşı varsa itirazlarını bildirmesinin sağlanması, itirazlarının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalı ... A.Ş"nin savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    3-Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamaları ile benimsenen ilkeleri uyarınca, sağ kalan eşin evlenme ihtimalinin belirlenmesinde AYİM tarafından hazırlanan tablolara itibar edilmektedir. AYİM tarafından hazırlanan tablolara göre davacı eşin kaza tarihindeki yaşına göre evlenme ihtimalinin, destekle müşterek çocuklarının yaşları da göz önüne alınmak suretiyle AYİM Tablosuna göre belirlenmesi gerekirken, hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda davacı eşin DİE araştırmaları dikkate alınarak %14 evlenme ihtimali bulunduğu kabul edilerek bu doğrultuda yapılan hesaplamanın hükme esas alınması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    4-Yargılama sırasında davacı ..."in kazadan sonra başka bir kadınla evlendiği iddia edilmiş, ancak mahkemece bu konuda bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Davacının aile nüfus kaydının incelenmesinde kazadan ve davadan sonra 14.4.2009 tarihinde ... adında bir çocuğunun daha olduğu ve annesinin adının da ... olduğu anlaşılmakta olup, şayet davacının desteğin ölümünden sonra ikinci kez evlendiği anlaşılır ise gerektiğinde hesap bilirkişisinden davacı ..."ın gelişen bu yeni duruma göre talep edebileceği destek tazminatının hesaplanması için ek rapor alınmalı ve varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.
    5-5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin, anılan Yasada, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı sonucu olarak uyuşmazlığa uygulanacak yasal düzenlemenin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi olduğu belirgindir. 26. maddedeki; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22. maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı (Anayasa Mahkemesinin 23/11/2006 tarihli ve E:2003/10 K:2006/106 sayılı Kararı ile bu fıkrada geçen “sigortalı veya haksahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” bölümü iptal edilmiştir) kurumca işverene ödettirilir.…İş kazası veya meslek hastalığı, 3. bir kişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3. kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir” düzenlemesine göre; iş kazası olduğu belirlenen kazada kusurlu olanlar Sosyal Güvenlik Kurumunun rücu alacağından kusurları karşılığı sorumludur.
    Peşin değer, gelecekte ödenecek gelirlerin, yaş, kesilme ihtimali ve Kurumca belirlenecek iskonto oranı dikkate alınarak hesaplanan tutarını ifade etmekte olup; davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesi, iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle yapılan ödemeler yanında, bağlanan gelirin başladığı tarihteki “ilk peşin sermaye değerinin”, maddenin öngördüğü koşullara bağlı olarak, işveren ya da üçüncü kişilerden tazmini olanağını öngörmüştür.
    Bu bakımdan, davacılar desteğinin iş kazası nedeniyle öldüğü gözetilerek Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin tamamının zarardan tenzili gerekirken olaydan sonra yürürlüğe giren
    5510 sayılı Yasanın 21/4 maddesine göre yarısının zarardan tenzili yoluna gidilmesi isabetli olmamıştır.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile asıl dosya davalısı ... Çimento San. ve Tic. A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3), (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen dosya davalısı ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 8.726,78 TL kalan onama harcının temyiz eden asıl dosya davalısı ... alınmasına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... AŞ"ne geri verilmesine 14/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi