13. Hukuk Dairesi 2016/6726 E. , 2017/4603 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, babalarından miras yolu ile kendisine ve dört kardeşine intikal eden taşınmazın satımı hususunda davalıya diğer kardeşleri ile birlikte vekaletname verdiklerini, davalının tüm mirasçılar adına taşınmazı 21/05/2013 tarihinde tapuda 2.000,00 TL bedel göstererek, gerçekte 175.000,00 TL bedelle sattığını, payına 35.000,00 TL düşmesine rağmen davalının satış bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 400,00 TL alacağın satış tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile dava değerini 35.000,00 TL’na yükseltmiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı 175.000,00.-TL bedelle sattığını, 2009 yılında muris ve eşine 20.000,00.-TL borç para verdiğini, murisin sağlığında dava konusu taşınmazı satarak alacağını satış bedelinden almasını istediğini ancak taşınmazın satılamadığını, zaman içerisinde muris ve eşinin vefat ettiğini, mirasçılar Şevket ve Havva"nın taşınmazı satmasını ve murislerinin borcunu satış bedelinden almasını istediklerini, mirasçıların yaptıkları toplantıda murislerinin borcundan 10.000,00 TL’lik kısmı Hamza"nın, 10.000,00 TL’lik kısmı ise davacının üstlendiğini, buna göre davacıya satış bedelinden 25.000,00 TL verdiğini ancak davacının bunu kabul etmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, dava konusu 10.000,00 TL kısım yönünden davanın reddine, bakiye 25.000,00 TL’nın dava açıldıktan sonra davacının hesabına yatırılarak ödenmiş olduğundan bu kısım yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm; davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıya verdiği vekaletname ile babasından kendisine miras yoluyla intikal eden taşınmazın davalı tarafından satıldığını, kendi payına düşen miktar daha fazla olduğu halde satış bedelini düşük olarak gösterdiğini ve kendisine ödeme yapılmadığını belirterek taşınmazın bedelinin tespiti ile ödenmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı savunmasında satış bedelinin 175.000,00 TL olduğunu belirtmiş, bilahare 25.000,00 TL’nı da dava sırasında ödemiştir. Bakiye 10.000,00 TL’nin ise davacının babasına sağlığında verdiğini, satış bedelinin taksimi aşamasında 10.000,00 TL’lik kısmın davacı tarafından üstlenildiğini belirtmiş, mahkemece bu bedel yönünden tanıklar dinlenilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının açık muvafakati olmadığından ve yine taraflar arasında HMK’nun 203/1 maddesinde sayılan akrabalık ilişkisi de bulunmadığından, HMK’nun 200. maddesi gereğince miktar itibari ile de olayda tanık dinlenemez. Öyle olunca, bu bedelin ödendiğini davalının yazılı delille ispatlaması gerekip, reddedilen 10.000,00 TL’lik kısmın davacının payından düşüldüğü savunması yazılı delille ispat edilemediğine göre mahkemece bu kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3,70 TL kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.