11. Ceza Dairesi 2018/530 E. , 2018/2496 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgeyi bozmak, görevi kötüye kullanmak
HÜKÜM : Sanık ... hakkında resmi belgeyi bozmak suçundan; mahkumiyet
Sanık ... hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan; beraat
A) Sanık ... hakkında “görevi kötüye kullanma” suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekili ile sanık müdafiinin avukatlık ücreti ile sınırlı olarak yaptığı temyiz itirazlarınının incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1136 sayılı Kanun’un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına “Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.000,00 TL avukatlık ücretinin hazineden alınıp, kendisini vekil ile temsil ettiren sanık ..." ye verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında “ resmi belgeyi bozmak” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik olarak sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelemesinde ise;
Sahteciliğin iki ayrı tarihte yapılmış olması nedeniyle, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Posta dağıtıcısı olarak görev yapan sanığın 06/04/2011 tarihli tebligat listesine kayden teslim aldığı ..., ... numaralı üç adet tebligatı, Tebligat Kanunu" nun 35. maddesine göre belirtilen adresin kapısına yapıştırılmak suretiyle tebliğ etmesi gerektiği halde yırtarak müdürlüğün çay ocağında bulunan çöp kutusuna attığı, mazbata ve teslim belgelerine ise ( Antalya 4. Asliye Hukuk ve 5. Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben düzenlenen) " Tebligat Kanunu"nun 35. Maddesine göre 6 nolu örnek formunun adresi kapısına yapıştırılmıştır, durum en yakın komşusu ..... haber verilmiştir" ibareli kaşeyi basarak boşluğa da " komşusu isim vermiyor" şerhini düşmek suretiyle tebliğ işlemlerini tamamladığının sabit olması ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 52. maddesi hükmü karşısında; sanığın fiilinin zincirleme şekilde işlenen 5237 sayılı TCK"nın 204/2. maddesinde yazılı “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçunu oluşturduğu gözetilmeden suçun niteliği yanlış belirlenerek resmi belgeyi bozmak suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Hakkında hapis cezası hükmedilen sanık hakkında TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, kazanılmış hakların saklı tutulmasına 21.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.