Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2021/3222
Karar No: 2022/1399
Karar Tarihi: 04.04.2022

Danıştay 13. Daire 2021/3222 Esas 2022/1399 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2021/3222 E.  ,  2022/1399 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2021/3222
    Karar No:2022/1399

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, hakkında verilen idari para cezasının yargısal süreçler sonucunda kaldırılması üzerine, tarafına iade edilen paranın kanuni faizi ile döviz kuru değişikliği nedeniyle uğradığı değer kaybının tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin ...tarih ve ...sayılı işlemin iptali ile 1.702.556,00-TL'nin 02/05/2012-27/01/2014 tarihleri arasında Hazine ve Maliye Bakanlığı uhdesinde kalması nedeniyle yasal faiz ve döviz kuru değişikliğine bağlı olarak oluşan şimdilik 10.000,00-TL (ıslah dilekçesiyle 266.022,00-TL olarak artırılmıştır.) zararının ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce Anayasa Mahkemesi'nin ...tarih ve ...başvuru numaralı kararı uyarınca yeniden yapılan sorgulama sonucunda verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; davacının, 31/03/2012 tarihinde Bingazi'den İstanbul aktarmalı olarak Ürdün'ün Amman şehrine gitmek üzere yola çıktığı, ancak uçağın İstanbul'a gecikmeli olarak gelmesi üzerine Amman'a gidecek uçağa yetişemeyince 01/04/2012 tarihli -saat 14.25- uçağa bilet aldığı, havaalanı kontrol noktasında yapılan arama neticesinde çantasında bulunan 2.549.500 Amerikan doları nakit paraya kolluk görevlilerince el konulduğu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yurt dışına bildirimsiz döviz çıkarmaya teşebbüs kabahatinden dolayı davacıya 2.270.074,00-TL tutarında idari para cezası verilmesine karar verildiği, kararda idari para cezasının kanun yoluna başvurulmadan on beş gün içinde ödenmesi hâlinde 1.702.556,00-TL olarak ödenebileceğinin belirtilmesi üzerine davacı tarafından 02/05/2012 tarihinde Bakırköy Mal Müdürlüğü veznesine 1.702.556,00-TL tutarında ödeme yapıldığı, ancak bu arada 04/05/2012 tarihinde idari para cezasına karşı itirazda bulunduğu, itirazı yargısal süreç sonunda kabul edilerek idari para cezasının kaldırıldığı, ödediği para 27/01/2014 tarihinde iade edilen davacı tarafından iade edilen paranın kanuni faizi ile döviz kuru değişikliği nedeniyle uğradığı değer kaybının tazmini istemiyle 10/02/2014 tarihinde yapılan başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı,
    Uyuşmazlığın faiz istemine ilişkin kısmı yönünden; faizin, tazmini gereken maddi zararın veya yoksun kalınan parasal hakkın gecikerek ödenmesi durumunda, bu gecikme süresince ilgilisi tarafından kullanılamamasından doğan zararı karşılayan meblağ olup bu niteliği itibarıyla yasal faizin, yoksun kalınan mali haklara bağlı olan fer'i bir alacak olduğu, asıl taleple birlikte dava edilebileceği gibi ayrı bir dava yoluyla da tazmininin istenebileceği, davacının alacağına hak kazandığı tarihten ödemenin yapıldığı tarihe kadar geçen süre yönünden faiz ödenmemesi suretiyle alacağının değer kaybına uğratılarak mülkiyet hakkının ihlâl edildiği, dolayısıyla dava konusu işlemin faize ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı;
    Söz konusu dönem için ödenecek faiz tutarının tespiti için Mahkemece 03/12/2019 tarihli ara kararı ile davalı idareden, 1.702.556,00-TL idari para cezasına davacı tarafından Bakırköy Mal Müdürlüğü'ne ödendiği 02/05/2012 tarihinden, davacıya iade edildiği 27/01/2014 tarihine kadar işleyecek olan yasal faiz tutarının ne kadar olduğunun sorulduğu, ara karara cevaben hesaplanan faiz tutarının 266.158,48-TL olduğunun bildirildiği, davacı tarafından talep edilen miktarın ıslah dilekçesiyle 266.022,00-TL olarak artırıldığı, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru kararı da dikkate alındığında, mülkiyet hakkının ihlâl edildiği açık olan davacı yönünden ihlâl sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak her ne kadar hesaplanan tutar 266.158,48-TL ise de, taleple bağlılık ilkesi gereği davacı tarafından artırılan miktar 266.022,00-TL olduğundan, 266.022,00-TL tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Uyuşmazlığın, kur kaybı değişikliği nedeniyle doğan zararın tazmini istemine ilişkin kısmı yönünden; Anayasa Mahkemesi'nin 03/07/2019 tarih ve 2016/78974 sayılı bireysel başvuru kararında, "... 57. Başvurucunun bu parayı döviz olarak ödemediği dikkate alındığında kur kaybının karşılanması yönündeki talebinin reddi makul olmakla birlikte derece mahkemelerinin söz konusu yorumları sonucu faiz ödenmemesiyle başvurucunun mülkiyet hakkı kapsamındaki alacağının enflasyon karşısında değer kaybına uğratıldığı anlaşılmaktadır. Üstelik kamu makamları ancak kanun yararına bozma sonrası yapılan ödemedeki gecikmenin makul bir gerekçesini de ortaya koyamamışlardır." değerlendirmesinde bulunulmak suretiyle bu kısım yönünden ihlâl kararı verilmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemin kur farkı nedeniyle doğan zararın tazmini isteminin reddine dair kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı;
    Uğranılan zararın ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden; faize faiz yürütülemeyeceğinden, dava konusu faiz tutarının faiziyle birlikte ödenmesi talebinin kabulüne imkân bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Öte yandan, davacı tarafından 10/09/2019 tarihli beyan dilekçesi ile 02/01/2020 tarihli miktar artırım dilekçesinde, aynı zamanda 5.000,00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiş ise de; dava dilekçesinde böyle bir talebin yer almadığı, yalnızca fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00-TL maddi zararın tazmininin istenildiğinden, davanın açıldığı tarihten sonra ileri sürülen ve davanın genişletilmesi yasağı kapsamında olan bu iddianın incelenme imkânı bulunmadığı belirtilmiştir.
    Belirtilen gerekçelerle, Mahkemelerinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte kaldırılmasına, dava konusu işlemin faiz isteminin reddine ilişkin kısmı yönünden iptaline, kur değişikliği nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteminin reddine dair kısmı yönünden davanın reddine, tazminat isteminin kabulü ile 266.022,00-TL'nin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, faize faiz işletilmesi talebinin reddine, 343,45-TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre takdiren 171,73-TL'lik kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, 171,71-TL ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 27.071,54-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, aynı tarife uyarınca 1.700,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, hükmedilen tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 18.171,00-TL nisbi karar harcından davanın açılması sırasında yatırılan toplam 4.696,80-TL'nin mahsubu sonucu kalan 13.474,20-TL'lik kısmının davacıya tamamlatılmasına, belirtilen 18.171,00-TL nisbi karar harcının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı aleyhine olan kısım yönünden davalı idare ile faiz isteminin reddine ilişkin kısım yönünden davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'nce;
    Davalı idarenin istinaf isteminin incelenmesinden; davalı idare tarafından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca nihai karar verilinceye kadar ıslah talebinde bulunulabileceğinden, Anayasa Mahkemesi kararından sonra yapılan ıslah talebinin kabul edilemeyeceği, dolayısıyla dava dilekçesinde istenilen 10.000,00-TL ile bağlı kalınarak karar verilmesi ve faize hükmedilmemesi gerektiği ileri sürülmekte ise de, Mahkeme kararının, dava konusu işlemin iptali ile kanuni faiz oranına göre hesaplanan 266.022,00-TL'nin davacıya ödenmesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı idarenin istinaf başvurusunun reddi gerektiği;
    Davacının istinaf isteminin incelenmesinden; davacı tarafından, istinaf istemine konu Mahkeme kararının, hükmedilen tazminat tutarına faiz yürütülmesi talebinin reddine ilişkin kısmının, faize faiz yürütülmesi yasağına aykırı olmadığı ileri sürülerek, kanuni faiz ödenmesine hükmedilmesinin istenildiği, davacının zararının, davalı idareye haksız yere ödemek zorunda bırakıldığı 1.702.556,00-TL'nin, 02/05/2012-27/01/2014 tarihleri arasında davalı idare uhdesinde kalması nedeniyle, davacının idareye ödeme tarihi ile idarenin davacıya iade tarihi arasındaki dönemde davacının parayı kullanamamasından kaynaklandığı, buradaki yasal faiz tutarındaki tazminatın, idarenin hukuka aykırı işlemi nedeniyle paranın kullanılamamasından kaynaklanan zarar niteliğinde olduğu, zararın hesaplanması bakımından faiz oranlarının ölçüt olarak alınmasının, bu miktarın faiz niteliğinde olması anlamına gelmediği, dolayısıyla, hesaplanan zarar miktarı üzerinden 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca faiz yürütülmesinin, faize faiz yürütülemeyeceği yönündeki kurala aykırılık teşkil etmediği, başka bir anlatımla ödeme tarihi olan 02/05/2012 tarihinden, davacıya iade edildiği 27/01/2014 tarihine kadar olan dönemdeki zararın, davacının anılan meblağı kullanamamasından kaynaklı zarar iken, 27/01/2014 tarihinden sonrası için iade edilecek ve artık anapara olarak kabul edilen faiz miktarına, genel hükümler çerçevesinde belirlenecek kanuni faiz oranı esas alınarak bir tutarın hesaplanması gerektiği, davacı tarafından, davalı idareye başvurulan 10/02/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesinin talep edildiği dikkate alınarak, taleple bağlılık ilkesi gereğince, 266.022,00-TL'nin 10/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının, davacının tazminat isteminin kabulü ile 266.022,00-TL'nin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olduğundan, davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararın faiz talebinin reddine ilişkin kısmının kaldırılmasına, hükmedilen tazminat miktarı olan 266.022,00-TL'nin davalı idareye başvuru tarihi olan 10/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizinin de davacıya ödenmesine karar verilmiş; karar aleyhine olan kısımlar yönünden davalı idarece temyiz edilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, ilgili mevzuata göre ıslahın, dava dilekçesinde belirtilen tazminat miktarının nihai karar verilinceye kadar artırılabilmesini ifade ettiği, bakılan davada nihai karar verilinceye kadar davacı tarafından ıslah talebinde bulunulmadığı, Anayasa Mahkemesi'nin ihlâl kararında Mahkemenin ihlâli nasıl ve hangi usule göre gidereceği ve ödemesi gereken tazminat tutarı hususlarında bir açıklık getirilmediği, yeniden yargılamanın ilk yargılamadan bağımsız bir yargılama olmadığı, dava dosyasının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının ıslah beyanının hukuka aykırı olduğu, ayrıca davacı tarafından dava dilekçesinde talep edilmemesi ve Anayasa Mahkemesi kararında yer almamasına rağmen ıslah dilekçesinde manevi tazminat talebinde bulunulduğu, dava konusu olmayan bir talebin ıslahla dahi dava kapsamına dahil edilmesinin mümkün olmadığı, bu durumun dava değişimi anlamına geleceği, 5326 sayılı Kanun kapsamında ödenen ceza tutarlarının ilgiliye iadesinde faiz veya kur farkı ödeneceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığından yasal dayanaktan yoksun bu tip bir ödemenin yapılamayacağı, 3095 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri esas alınarak hesaplanan yasal faizin de bu türden bir ödeme işleminde referans alınamayacağının tartışmasız olduğu, 3095 sayılı Kanun'daki kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği şeklindeki kurala göre, davacının durumuna uygun olmadığı hâlde talep edilen kanuni faize ilave olarak tekrar faiz talep edilmesinin açıkça hukuka aykırı bir talep olduğu, nisbi karar harcının idare aleyhine yükletilmesinin, işlemlerinin harçtan muaf olması karşısında yanlış olduğu, davacı Libya vatandaşı olduğundan dava şartları arasında sayılan teminat yükümlülüğünün davacı tarafça yerine getirilip getirilmediği hususunun da dikkate alınarak kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    HUKUKÎ DEĞERLENDİRME :
    Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalının temyiz isteminin reddine,
    2. Dava konusu işlemin faiz isteminin reddine ilişkin kısmı yönünden iptaline, kur değişikliği nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteminin reddine dair kısmı yönünden davanın reddine, tazminat isteminin kabulü ile ...-TL'nin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine ve faize faiz işletilmesi talebinin reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak taraflarca yapılan istinaf başvurusu üzerine davalı idarenin istinaf başvurusunun reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararın faiz talebinin reddine dair kısmının kaldırılmasına, hükmedilen tazminat miktarı olan …-TL'nin davalı idareye başvuru tarihi olan 10/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizinin de davacıya ödenmesine yönelik Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalı idareye iadesine,
    5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 04/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi