11. Hukuk Dairesi 2016/7483 E. , 2018/789 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada.... Mahkemesi’nce verilen 17/03/2016 tarih ve 2014/35-2016/37 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06/02/2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının .... markasının tescil amacı dışında ve müvekkili adına tescilli .... markası ile iltibasa neden olacak şekilde kullandığını ileri sürerek, markaya tecavüzün tespitine, önlenmesine, 5.000,00 TL maddi ve 55.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, 22/06/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat yönünden talep sonucunu 142.115,68 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, müvekkili kullanımının davacı markasına tecavüz teşkil etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı eyleminin KHK"nin 61 maddesi gereğince markaya tecavüz oluşturduğu ve yapılan ihtarnameye rağmen kullanımının durdurulmadığı ve eyleme devam edildiği, bilirkişi heyeti tarafından yapılan maddi tazminat hesabının da dosya içeriği ile uyumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının eyleminin davacı markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespit ve men"ine, 142.115,68 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Kural olarak dava hakkı, o hakkın sahibi olan kimseye aittir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK"nin 71. maddesinde, dava açmaya ehil olan kişinin davasını bizzat yahut atayacağı vekil aracılığıyla ikame ve takip edeceği açıklanmıştır. Somut olayda; dosya içerisinde bulunan Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazısından davacı şirketin kaydının 07.07.2014 tarihinde 6102 sayılı TTK"nin geçici 7. maddesi uyarınca Ticaret Sicilinden re"sen terkin edildiği anlaşılmaktadır. Dava tarihi itibari ile davacı şirket terkin edilmiş olup, tüzelkişiliği sona eren davacı şirketin dava açma ehliyeti ve davada taraf sıfatı bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece HMK"nin 115. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
-/-
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....