15. Hukuk Dairesi 2020/527 E. , 2020/1783 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki asıl ve birleşen dosya davalıları vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava, yüklenicinin temliki işleminden kaynaklanan tapu iptâli ve tescil talebine yönelik olup, mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne dair verilen hüküm, asıl ve birleşen dosya davalısı arsa sahiplerince temyiz olunmuştur.
Asıl ve birleşen dosya davacıları, davalıların...l ili, .... Mevkisinde yer alan 541 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, davalılardan arsa sahibi ...’ın vekaletname ile davacılara daire sattığını beyanla davacıların pay oranlarının mahkemece tespiti ile tescil kararı verilmesini talep etmiş, davalı arsa sahipleri ise dava dışı yükleniciler ..., ... ve arsa sahipleri arasında ...1. Noterliği’nin 15412 yevmiye Nolu, 05.11.1990 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığını, davacılara satış yapan yüklenici tarafından yapılan satışın geçerli olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen hükmün, asıl ve birleşen davalı arsa sahiplerince temyiz edilmesi üzerine temyiz incelemesini yapan Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 27.10.2014 tarih, 2014/6563 Esas, 2014/11847 Karar sayılı ilamı ile davacılar ..., ...Ada, ... ve ... dışında kalan diğer davacılar yönünden dava konusu sözleşmelerin yüklenici temliki niteliğinde olmadığı ve davanın genel mahkemelerde görülemeyeceği, davacılar ..., ...Ada, ... ve ... hakkında açılan davanın tefrik edilerek davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş olduğu, mahkemece bozmaya uyularak dosyanın tefriki ile davacılar ..., ...Ada, ... ve ... yönünden davanın kabulü ile tescil hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında, asıl ve birleşen davalı arsa sahipleri ile dava dışı yükleniciler Derviş ... ve ... arasında ...1. Noterliği’nin 15412 yevmiye No, 05.11.1990 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiği anlaşılmıştır.
Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde, arsa sahiplerinin temel borcu, üzerine bina yapılacak arsayı hukuki ayıptan ari olarak yükleniciye teslim etmek, yüklenicinin temel borcu ise, arsa sahiplerine ait arazi üzerinde imara, tasdikli ruhsat ve projesine, sözleşmeye, fen ve sanat kurallarına uygun bir yapı meydana getirerek arsa sahiplerine teslim etmektir. Kuşkusuz teslimden sonra yüklenicinin borcu ayıba karşı tekeffül borcu olarak devam eder. Diğer taraftan, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde meydana getirilen esere karşılık yükleniciye eser bedeli yapının bağımsız bölümlerindeki devri kararlaştırılan arsa paylarının devri suretiyle ödenir. Yüklenici hak kazanacağı bağımsız bölümlerin tapusunu doğrudan arsa sahiplerinden talep edebileceği gibi şahsi hakkını üçüncü kişilere de temlik edebilir. Sözleşme tarihinde yürürlikte bulunan 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu"nun 162. maddesi hükmü uyarınca, sözleşmede yasaklanmadığı veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadığı sürece, yüklenici üçüncü kişilere yasanın 163. maddesi gereği yazılı olmak koşuluyla şahsi hakkı devredebilir. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinden kaynaklanan bu tür uyuşmazlıklarda, arsa sahiplerinin yanında yüklenicininde davaya dahil edilmesi zorunludur. Zira, temlik alanın açtığı dava, temlik sözleşmesine dayandığından sözleşmenin tarafı olmadan bu davanın görülmesi mümkün değildir. Mahkemece yapılması gereken iş; yargılama ekonomisi de gözetilerek, davacıya, yükleniciler hakkında da dava açılması için gerekirse kesin süre verilerek, dava açılması halinde, açılan davanın bu dava ile bileştirilmesi sağlanarak yargılamaya devam olunarak varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan davanın sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dosya davalıları vekilinin temyiz itirazlarının kabülü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre bu aşamada asıl ve birleşen dosya davalılarının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 308,60 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden asıl ve birleşen dosya davalılarına iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.