Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2920
Karar No: 2019/2483
Karar Tarihi: 11.04.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/2920 Esas 2019/2483 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı banka, genel kredi sözleşmeleri uyarınca kredi verdiği davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, davalıların alacağın tahsili için başlatılan icra takibine sadece belirli bir limit kapsamında itiraz ettiklerini ancak toplam borç tutarının ödenmesi nedeniyle konuşulan davanın konusuz kaldığını belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davanın tarafları yararına sonuçlandırılması gerektiğine karar vererek, davalıların sorumlu oldukları miktar üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline hükmetmiştir. Ancak Daire, hükmün bozulmasına karar vermiştir. Somut olayda davadan önce yapılan ödemeler var ise bu yönün dikkate alınmadan re\"sen hesaplama sonucu yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsiz olduğu belirtilmiştir. Hüküm sonrası sadece 12/02/2017 tarihli sözleşme nedeniyle alacağın tespiti bakımından bilirkişiden ek rapor alınarak önceki bozma ilamı doğrultusunda kararın yeniden verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri: İcra ve İflas Kanunu madde 41, Türk Borçlar Kanunu madde 503.
19. Hukuk Dairesi         2017/2920 E.  ,  2019/2483 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, davacı banka tarafından dava dışı ... genel kredi sözleşmeleri uyarınca kredi kullandırıldığını, davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların takibin 149.720,62 TL"lik kısmına itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, takibe dayanak yapılan 08.09.2008 tarihli sözleşmede kefil olarak imzalarının bulunmadığını 09.01.2007 tarihli sözleşmede davalı şirketin 10.000 TL için kefil olduğunu, bu sözleşmeden dolayı kullandırılan kredi nedeniyle 287,98 TL borç bakiyesinin de icra dosyasına faizleriyle yatırıldığını, 12.02.2007 tarihli sözleşme ile de dava dışı asıl borçluya teminat mektupları kullandırılmış ise de mektupların davacı bankaya iade edildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının talebinde kısmen haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 2012/16561 E., 2013/2334 K. sayılı ve 07.02.2013 tarihli bozma ilamı ile "..bilirkişi raporuna karşı taraf vekilleri gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz etmiştir. Anılan bu itirazları karşılar nitelikte telif edici yeni bir rapor alınmaması doğru olmadığı gibi asıl borçlu tarafından davadan önce yapılan ödemeler var ise bu yönün dikkate alınmadan re"sen hesaplama sonucu yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalıların icra takip tarihi itibarıyla 25.000 TL olan kefalet limiti ile sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazlarının 25.000,00 TL"lik kısmı kadar iptaline karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyizi üzerinde Dairemizin 2016/4502 E., 2016/15048 K. sayılı ve 23.11.2016 tarihli bozma ilamı ile "Dava, itirazın iptali davası olup icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Uyuşmazlık konusu borcun 19.02.2015 tarihinde yargılama sırasında ödendiği ve icra dosyasının ödeme ile kapatıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın konusu kalmamıştır. Hal böyle olunca konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekir. Diğer yandan takip tarihindeki haklılık durumu gözetilerek taraflar yararına yargılama giderlerine ve alacak likit olduğundan takip tarihi itibariyle bankanın haklı olduğu alacak miktarı tespit edilerek bunun üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken bozmaya uyulduğu halde bozma içeriğine aykırı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve bilirkişi raporuna göre, davaya konu icra takibindeki borç ödenmiş olup dava konusuz kaldığından dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, davalıların 25.000,00 TL"lik limit kadar kefaletleri bulunduğundan bu sorumluluk miktarı üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Mahkemece Dairemizin 2012/16561 E., 2013/2334 K. sayılı ve 07.02.2013 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra yeniden alınan bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli değildir. Somut olayda davalı kefillerin 12/02/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldıkları, diğer 08/09/2018 tarihli sözleşmede ise imzaları bulunmadığı gibi 29/05/2019 tarihli yapılandırma anlaşmasının da davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında yapıldığı anlaşılmıştır. Takip ve dava konusu alacağın davadan sonra asıl borçlu tarafından ödenmesi karşısında haklılık durumunun tespiti açısından bu durumda takip tarihinden itibaren sadece 12/02/2017 tarihli sözleşmeden kaynaklı alacağın tespiti gereklidir. Bu nedenle mahkemece sadece bu sözleşme nedeniyle alacağın tespiti bakımından bilirkişiden ek rapor alınarak önceki bozma ilamı doğrultusunda konusuz kalan dava nedeniyle tarafların haklılık durumunun tespiti yönünden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 11/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi