10. Ceza Dairesi 2017/943 E. , 2020/9457 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : İZMİR 6. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde :
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 28/04/2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; gizli soruşturmacılar tarafından sanıklardan birden fazla kez uyuşturucu madde alınmasının, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım-satım" söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanıkların cezasının TCK"nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanıkların durumlarının yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
B-) Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde :
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme ./..
uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın, diğer sanıklar ile birlikte “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu asli fail olarak gerçekleştirdiğine dair dosyada somut delil bulunmadığı, ancak uyuşturucu madde satın almak isteyen gizli soruşturmacılar için etrafı gözetlemek olan eyleminin, bu sanıkların suçlarına yardım etmekten ibaret olduğu dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nın 39. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA,
C-) Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde :
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
28.04.2014 tarihli 3. celsede sanık müdafiinin lehe hükümlerin uygulanmasını talep ettiği anlaşılmakla; 5237 sayılı TCK"nın 51/1. fıkrasının 2. bendi gereğince ertelemenin üst sınırının 18 yaşından küçüklerde üç yıl hapis cezası olduğu ve suça sürüklenen çocuğun ertelemeye engel sabıkasının bulunmadığı dikkate alınarak, TCK"nın 51/1. maddesinde öngörülen diğer şartlar da denetime imkan verecek şekilde tartışılarak, erteleme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA 22.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.