Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/9544 Esas 2020/958 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/9544
Karar No: 2020/958
Karar Tarihi: 03.02.2020

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/9544 Esas 2020/958 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, hakaret suçundan yürütülen soruşturma sırasında, davacının el yazısının incelenmesini sağlayan Cumhuriyet savcısının, yeterli uzmanlığı bulunmayan bilirkişiye rapor düzenlettirerek, davacıya manevi tazminat istemine ilişkin dava açtı. Ancak, davacının suça konu belgedeki yazının davacının eli ürünü olmadığı anlaşıldı. Davacı, eski düzenlemeleri içeren iddianameyi göstererek tazminat talebinde bulundu ancak mahkeme bu talebi reddetti ve karar onandı. Kanunlar ise şöyle: 6545 sayılı Kanunun 70. maddesi ile ekli CMK\"nın 141/3. maddesi, 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 8. madde, 86. madde.
12. Ceza Dairesi         2019/9544 E.  ,  2020/958 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
    Hüküm : Davanın reddine

    Davanın reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Davacı hakkında sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan yürütülen soruşturma kapsamında görevli ... Cumhuriyet savcısının talimatı ile grafoloji hususunda bilgisi bulunmayan sosyal inceleme uzmanına imza incelemesi yaptırılıp, davacının el yazısının, suça konu yazılı belgedeki yazı ile benzer olduğu hususundaki rapora istinaden iddianame ile hakkında kamu davası açılmasına karşın yargılama sırasında iki farklı kurumdan alınan raporlarla suça konu belgedeki yazının davacının eli ürünü olmadığının anlaşılması üzerine davacı hakkında beraat kararı verildiği, yeterli uzmanlığı bulunmayan bilirkişiye rapor düzenlettirerek, bu raporu esas alıp dava açan Cumhuriyet savcısının eylemlerinden ötürü manevi tazminat istemine ilişkin davanın konusunun 18/06/2014 tarihinde 6545 sayılı Kanunun 70. maddesi ile ekli CMK"nın 141/3. maddesindeki düzenleme öncesinde düzenlenen, 14/05/2013 tarihli iddianame olduğu görülmekle birlikte, aynı Kanunun 86. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 8. maddesinde ki “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce suç soruşturması ve kovuşturması sırasında yapılan her türlü işlem veya alınan karar nedeniyle hâkimler ve Cumhuriyet savcıları hakkında hukuk mahkemelerinde açılan ve hâlen derdest olan tazminat davasına ilişkin dosyalar mahkemesince, Yargıtay incelemesinde bulunan dosyalar ise esası incelenmeksizin ilgili dairece yetkili ağır ceza mahkemesine gönderilir.” şeklideki düzenleme dikkate alındığında, 18/06/2014 tarihinden önce suç soruşturması ve kovuşturması sırasında hakim ve Cumhuriyet savcılarının işlemlerinden ötürü tazminat istemeyeceği gibi bir sonuca ulaşılamayacağı, bu tarihten önce suç soruşturma ve kovuşturma sırasında hakim ve Cumhuriyet savcılarının işlemlerinden ötürü bir zarar oluşup oluşmadığı, oluşmuşsa bu zararın hüküm altına alınıp alınamayacağının, o tarihte yürürlükte bulunan mevzuat dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği,
    Somut olayda tazminata konu işlem olarak 14/05/2013 tarihli iddianame gösterilmiş olması sebebiyle, tazminat konu işlem yönünden Cumhuriyet savcısının özel kastla hareket edip kişilerin zarara uğramasına neden olduğu sonucuna ulaşılamayacağı, belirtilen gerekçe ile davanın reddine dair hükmün sonucu itibariyle yerinde olduğu anlaşılmakla;

    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; mahkemece davacı lehine tazminat isteme şartlarının oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı yön bulunmadığından, davacı vekilinin, davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 03/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.