4. Hukuk Dairesi 2016/12771 E. , 2018/7660 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 05/02/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet ve haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 19/07/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız şikayet ve haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalıların yakını olan dava dışı ..."in davacının çalıştığı hastanede tedavi gördüğünü, davalılardan ... ve ..."nın yakınlarına kötü muamelede bulunduğundan bahisle davacı hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığına ve Hasta Hakları Birimine şikayetçi olduklarını, yapılan şikayetler sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, Hasta Hakları Birimi tarafından da hasta hakkı ihlali olmadığı sonucuna varıldığını, bu süreçte davalılardan ... ve ..."in hastanede tedavi gören yakınlarına davacının kötü muamelede bulunduğu yönünde basına demeç verdiklerini, ayrıca davalılardan ..."in sosyal paylaşım sitesi üzerinden davacıya hakaret ettiğini, tüm bu eylemlerin davacının kişilik haklarına saldırı olduğunu belirterek oluşan manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalıların Anayasanın kendilerine tanıdığı şikayet hakkını kullandıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılardan ... ve ... yönünden haksız şikayet eylemi nedeniyle, davalılardan ... yönünden sosyal paylaşım sitesi üzerinden hakaret eylemi nedeniyle, davalılardan ... ve ... yönünden ise basına verdikleri demeç nedeniyle müştereken ve müteselsilen manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Ancak gerekçeli kararda davacının, davalılardan ... ve ... yönünden talepleri hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmamış, yalnızca davalılardan ... ve ..."in haksız şikayet eylemi değerlendirilmiş ve davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde hükmün hangi hususları kapsayacağı bentler halinde sıralanmıştır. Anılan maddenin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde tarafların iddia ve savunmalarının özetininin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin hükümde gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Aynı kanunun 297. maddesinin (2) numaralı fıkrasında ise "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" şeklinde düzenlenme yapılmıştır.
Yine 6100 sayılı HMK"nın "Hâkimin davayı aydınlatma ödevi" başlıklı 31. maddesinde "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir" düzenlemesi yer almaktadır.
Dava, birden ziyade davalı aleyhine ve davalıların farklı eylemleri nedeniyle uğranıldığı iddia edilen manevi zararın müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili talebiyle açılmıştır. Yargılama sırasında davacının hangi davalı yönünden, hangi eylem nedeniyle, ne miktarda manevi tazminat istediği hususunda açıklama yaptırılmadığı gibi davacının, davalılardan ... ve ..."e yönelttiği eylemler nedeniyle talep ettiği manevi tazminatın, hangi nedenle reddedildiği hususunun gerekçede tartışılmadığı ve bu şekilde HMK"nın yukarıda anılan maddelerine aykırı davranıldığı anlaşılmaktadır.
Şu durumda; mahkemece öncelikle davacının dava dilekçesinde yer alan talebini, davalıların hangi eylemlerine dayandırdığı ve bu eylemler nedeniyle ne miktarda manevi tazminat talep ettiği hususlarının açıklattırılması ve mevcut deliller de değerlendirilerek, davacının her bir talebinin ayrı ayrı gerekçelendirilmek suretiyle hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle HMK"nın 31. ve 297. maddelerine aykırı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun değildir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.