17. Ceza Dairesi 2019/5229 E. , 2019/10607 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihlerine göre dosya görüşüldü:
I-Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanık ..."ın Çankırı Sulh Ceza Mahkemesindeki 13/07/2014 tarihli sorgusunda her ne kadar diğer sanıkların isimlerini vermişse de suça konu malın nerede olduğuna dair bir beyanda bulunmadığı, yalnız diğer sanıkların isimlerini vermesinin doğrudan suça konu malın iadesi ile bir ilgisinin olmadığı, suça konu malın arama sonucu ele geçirildiği, bu durumun etkin pişmanlık koşullarını taşımadığı anlaşılmakla, sanıklar hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 168/1 maddesinin uygulanması gerektiğinden bahisle tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/2-h maddesine konu hırsızlık suçunun cezasının alt sınırının 5 yıl hapis cezası olarak belirlenmesine rağmen temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi sonucu sanıklar hakkında yazılı şekilde eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından, Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararı kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin yazılması gerekirken yazılmaması, mahallinde giderilebilir eksiklik olduğundan, sanık müdafiinin gerekçeli karar başlığında vekil olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, sanıklar ... ve ..."ın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden reddiyle, eleştiriler dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık ..."ın Çankırı Sulh Ceza Mahkemesindeki 13/07/2014 tarihli sorgusunda her ne kadar diğer sanıkların isimlerini vermişse de suça konu malın nerede olduğuna dair bir beyanda bulunmadığı, yalnız diğer sanıkların isimlerini vermesinin doğrudan suça konu malın iadesi ile bir ilgisinin olmadığı, suça konu malın arama sonucu ele geçirildiği, bu durumun etkin pişmanlık koşullarını taşımadığı anlaşılmakla, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 168/1 maddesinin uygulanması gerektiğinden bahisle tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı TCK"nun 142/2-h maddesine konu hırsızlık suçunun cezasının alt sınırının 5 yıl hapis cezası olarak belirlenmesine rağmen temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi sonucu sanıklar hakkında yazılı şekilde eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından, Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararı kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, 5271 sayılı CMK"nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin yazılması gerekirken yazılmaması, mahallinde giderilebilir eksiklik olduğundan, sanık müdafiinin gerekçeli karar başlığında vekil olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Çankırı Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/249 Esas ve 2004/359 Karar sayılı kararında tekerrür hükümlerinin uygulanmamasına rağmen sanığın ikinci kez mükerrir olduğunun tespit edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nun temyiz talebi bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi göndermesiyle 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında yer alan "-Sanık ..."ın Çankırı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/09/2004 Karar 05/07/2005 Ek Karar tarihli 2003/249 Esas ve 2004/359 Karar sayılı ilamı ile verilen ceza kesinleştikten sonra 02/02/2009 tarihinde yeni bir suç işlediği ve bu suçtan kurulan hükmün 22/03/2013 tarihinde (Çankırı Sulh Ceza Mahkemesinin 20/10/2009 tarihli 2009/246 Esas ve 2009/658 Karar sayılı ilamı) kesinleştiği anlaşıldığından sanığın 2. kez mükerrir olduğunun tespitine," cümlesinin çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
1-Tanık ...’ün 14/07/2014 tarihli Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde suçun işlendiği fabrikanın 2012 yılında kapandığını ve halen kapalı olduğunu beyan ettiği, atıl durumda olan fabrikaya girilmesi halinde iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşmayacağı göz ardı edilerek sanıkların atılı suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
2-Kabule göre de; sanık ... hakkında tekerrüre esas alınan Çankırı Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/249 Esas ve 2004/359 Karar sayılı kararında tekerrür hükümlerinin uygulanmamasına rağmen sanığın ikinci kez mükerrir olduğunun tespit edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ...’ın temyiz talepleri bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 16/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.