19. Hukuk Dairesi 2017/4814 E. , 2019/2479 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... Turizm İnşaat Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti. vek. Av. ... ile davalılar 1-... vek. Av. ... 2-... arasında görülen dava hakkında Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 15.12.2015 gün, 2015/471 E.-2015/691 K. sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 27.02.2017 gün, 2016/6072 E.-2017/1504 K. sayılı ilamına karşı davacı vekilince süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, Bafra İcra Müdürlüğü’nün 2010/5415 esas sayılı dosyasında davalılardan ...’ın dosya borçlusu, davalı ...’ın ise alacaklı sıfatına sahip olduğunu, bu icra dosyasından davacıya İİK’nın 89. maddesi kapsamında haciz ihbarnameleri gönderildiğini, ilgili tebligatlara davacı tarafından itirazlarda bulunulduğunu, bu nedenle Bafra İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/60-144 sayılı dosyasından ve Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/255 esas sayılı dosyasından davalar görüldüğünü, bahsi geçen davaların eldeki dava açısından kesin hüküm teşkil etmediğini, çünkü bahsi geçen davaların İİK’nın 89/3-c.4’teki özel olumsuz tespit davası kapsamında görüldüğünü, oysaki iş bu davanın İİK’nın 72/3 maddesi, TBK ve TTK kapsamında genel anlamda olumsuz tespit davası olarak görüldüğünü, davalılardan ...’ın davacıdan hiçbir nam altında alacağı bulunmadığını, davacı ile de hiçbir ilişkisinin olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitine, icraya ödeme yaptıkları için uğradıkları zararlar nedeniyle % 20 oranında tazminata karar verilmesini, huzurdaki dava derdest iken icra dosyasına yatırdıkları paranın davalı alacaklıya ödenmesi durumunda davanın istirdat davası olarak devam etmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Davalı ... vekili, davacının aynı meblağ için Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/255 esas ve 2014/358 karar sayılı dosyası ile dava açtığını, anılan davayı 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açmaması sebebiyle davanın red edildiğini ve kararın kesinleştiğini, ayrıca Bafra İcra Müdürlüğü’nün 2010/5415 esas sayılı takip dosyasından davacıya gönderilmiş olan birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerine karşı yasal süresinde dava açmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının dava konusu ettiği talepleri hususunda Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/255 esas ve 2014/358 karar sayılı dosyası ve Bafra İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/60 esas sayılı dosyalarında yargılama yapılıp bir karar verildiği gerekçesiyle tarafları ve konusu aynı olan davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 27.02.2017 gün, 2016/6072 E.-2017/1504 K. sayılı ilamı ile özellikle İİK’nın 89. maddesine göre açılan davanın red edildiği ve davacının İİK’nın 72. maddesine göre menfi tespit davası açamayacak olmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek onanmıştır.
İcra İflas Yasası’nın 89/5. maddesinin ikinci cümlesinde yer alan “Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir,” biçimindeki düzenleme ile dava dilekçesindeki anlatım birlikte değerlendirildiğinde eldeki davanın, İcra İflas Yasası’nın 89/5. maddesi uyarınca açılmış, ödenen paranın geri alınması davası olduğu anlaşılmaktadır. Zira dava dilekçesinde açıkça, davacı tarafından ödenmesi istenen borcun icra veznesine ödendiği, davalılardan takip alacaklısının kötü niyetli olduğu, yapılacak yargılama sonucunda davacının borçlu olmadığının tespitine, huzurdaki dava derdest iken icra dosyasındaki paranın davalı alacaklıya ödenmesi durumunda davanın istirdat davası olarak devam etmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İİK’nın 89/5. maddesinde düzenlenen dava, haksız/nedensiz ödenmiş bulunan paranın geri alınması amacına yöneliktir. Maddi vakıaları getirmek taraflara, hukuki tavsifte bulunmak hakime aittir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek bir değerlendirme yapılması, varsa eksik harcın ikmal ettirilmesi, ödeme ve dava tarihlerinin tartışılması, gerektiğinde işin esası incelenip varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi ve Dairemizce bu kararın onanması doğru olmadığından davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 27.02.2017 gün, 2016/6072 E.-2017/1504 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, hükmün BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile red harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.