17. Ceza Dairesi 2019/5526 E. , 2019/10605 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler ile suça sürüklenen çocuk hakkında verilen ek karar temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü;
I-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlardan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin reddine ilişkin ek karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuk müdafiine usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükümler CMUK’nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra temyiz edildiğinden, temyiz isteminin reddine dair 15/07/2015 tarihli ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden bu karara yönelik temyiz nedenlerinin reddiyle, suça sürüklenen çocuk ..."ın anne - babası... ve ..."ın temyiz isteminin reddine dair 15/07/2015 tarihli ek kararın ONANMASINA,
II-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlardan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararı kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekçeli karar başlığında suçların işlendiği zaman diliminin yazılması gerekirken yazılmaması, mahallinde giderilebilir eksiklik olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezalarının hapse çevrileceğine karar verilmesi,
2-5271 sayılı CMK"nun 324. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında yargılama giderlerinin neleri kapsayacağının, kimin tarafından belirleneceğinin, kime ve nasıl yükletileceğinin düzenlendiği, buna göre iştirak halinde her bir sanığın sebebiyet verdiği yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise paylarına düşen oranın belirlenerek karar verilmesi gerekirken yargılama giderlerinin sanıklardan ve suça sürüklenen çocuktan eşit oranda alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 326/2 maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ..."ın temyiz talepleri bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi göndermesiyle 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesi uyarınca III-c sayılı hüküm fıkrasında yer alan "ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceğinin sanıklara ihtarına" cümlesinin çıkarılarak yerine "Sanık, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet Savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına, günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce belirlenmesine, hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamının açık ceza infaz kurumunda yerine getirilmesine" cümlesinin eklenmesi, V sayılı hüküm fıkrasından "SSÇ ve sanıklardan eşit olarak alınarak hazineye gelir kaydına" cümlesinin çıkarılarak yerine "Her bir sanığın ve suça sürüklenen çocuğun sebebiyet verdiği yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise eşit olarak sorumlu tutulmaları suretiyle yargılama giderlerinin TAHSİLİNE" cümlesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçu sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Olay anını gösteren kamera görüntülerine ilişkin düzenlenen tutanaklarda ve bilirkişi raporunda sanıkların ya da suça sürüklenen çocuğun yüzlerini gizlediğine dair herhangi bir bilgi bulunmamasına rağmen sanıkların eylemlerine uyan ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nun 142/1-b maddesi yerine aynı Kanun"un 142/2-f maddesi cezalandırılmalarına karar verilmesi sonucu yazılı şekilde fazla ceza tayini,
2-Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin yazılması gerekirken yazılmaması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ..."ın temyiz talepleri bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 16/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.