Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/792
Karar No: 2019/3005
Karar Tarihi: 14.03.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/792 Esas 2019/3005 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/792 E.  ,  2019/3005 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ile davalılar ... ve işleten şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, 21/06/2007 gün davalı ... idaresindeki, davalı ...’e ait, davalı otobüs şirketinin işleteni ve davalı ... şirketinin ihtiyar mali mesuliyet ve trafik sigortacısı olduğu ... plakalı otobüs ile müvekkili ..."in yönetimindeki... plakalı araca tam kusurla çarparak müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan sigorta şirketinden dava diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini, 200.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile maddi talebini artırmış, 03.04.2014 tarihli dilekçesi ile tedavi giderleri talebinden feragat etmiştir.
    Davalılar vekilleri , davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile 224.154,85 TL nin 10.000,00 TL"sine. 21/06/2007 tarihine, bakiye 214.154,85 TL sine 10.12.2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile tüm davalılardan tahsiline, davalı ... şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olarak 10.000,00 TL’lik kısmı için dava tarihinden bakiye kısmına 10.12.2013 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle hesaplanmasına, davacının tedavi giderleri ile ilgili davasının feragat nedeni ile reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..., davalı ... Şehirlerarası Uluslararası Taşımacılık San. Tic.Ltd.Şti ve davalı ..."dan 21.06.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ile davalılar ... ve işleten şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında, ayrıca manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56 (eski BK 47) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekili, davalı ... vekili ile davalılar ... ve işleten şirket vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından malul kalanlara bağlanan aylığın niteliği ve bağlanan aylığın rücuya tabi ödemelerden olup olmadığının belirlenmesi zararın tazmininden sorumlu olanların mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi ve zarar görenlerin gerçek zararlarının üzerinde sebepsiz zenginleşmemesi için önemlidir.
    5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir” düzenlemesi getirilmiştir.
    Somut olayda, mehakemece Dairemizin geri çevirme kararı gereği yapılan yazışması ile SGK"dan davacılara rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığı sorulmuş olup, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 19/12/2018 tarihli yazısında, iş kazası sonucu %60 oranında malul kalan sigortalıya sürekli iş kazası geliri bağlandığı bildilerek bağlanan gelire ait peşin sermaye değerleri tablosu ek yapılmış, buna göre sigortalı davacı ...’in ilk gelir pesin sermaye değeri 119.080,70 TL’dir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının cevabi yazısında bağlanan gelirin rücuya tabi olup olmadığı hususunda açıklamada bulunulmamıştır.
    Bu durumda, yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre davacı ...’a Kurum tarafından bağlanan gelirin rücuya tabi olup olmadığı, bir kez daha SGK’dan sorularak, rücuya tabi gelirlerdense, rücuya tabi gelirin yarısının mahsubu yoluyla tazminat belirlenmelidir. Hal böyle iken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm verilmiş olması isabetli olmamış, bozma sebebi yapılmıştır.
    Kabule göre de;
    Davacı taraf, dava dilekçesinde davalı sigortalı şirketinin davacı sürücünün kullandığı araca çarpan karşı aracın trafik sigortacısı ve aynı zamanda ihtiyari mali mesuliyet teminatlı Birleşik Tam Kasko Poliçesini yapan sigortacısı olduğu iddiası ile dava açmış, delil listesi dilekçesinde ise bahsi geçen karşı aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesini de delil olarak göstermiştir. Karşı aracın ZMSS Poliçesinde ölüm ve sürekli sakatlık teminatı kişi başına 60.000,00 TL; Birleşik Tam Kasko Poliçesinde İhtiyari Mali Mesuliyet şahıs başına bedeni teminatı 70.000,00 TL, daimi maluliyet teminatı ise 10.000,00 TL; Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinde ölüm ve sürekli sakatlık şahıs başına teminatı 60.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece hükme esas alınan aktüer raporunda davacı zararı 224.154,85 TL olarak tespit edilmiştir. Davalı ..., karşı aracın her 3 sigorta poliçesini yapan şirket olmak ile birlikte davacı yan dava dilekçesinde davalı ... şirketinin ZMSS poliçesi ile ihtiyari mali mesuliyet teminatına dayanmış, her ne kadar delil listesi dilekçesinde taşımacılık sigorta poliçesini de belirtmiş ise de davacının taşımacılık sigorta poliçesinden kaynaklı bir talebi olduğu söylenemez. Kaldı ki, davacı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi yapılan bu araçta taşınmadığından bu poliçeden dolayı davalıya bir sorumluluk yüklenemez. O halde, ZMSS poliçesindeki limitin aşılması halinde aşan miktardan poliçedeki(İMS) teminat miktarıyla davalı şirketin sorumlu tutulabileceği gözetilmelidir. Yani, davalı ..., ZMSS poliçesindeki sürekli saktalık teminatı 60.000,00 TL, zarar miktarının bu limiti aşması halinde İMS şahış basına 10.000,00 TL daimi maluliyet teminatından da sorumlu olacaktır. Oysa, mahkemece, davalı ... şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirtmiş, davalı ... şirketini hangi sigorta poliçesinden hangi teminat miktarı ile sorumlu tuttuğunu açık ve net olarak hükme yazmamıştır. Bu durum, infazda tereddüte yol açacağından davalı ... şirketinin hangi sigorta poliçesi ve hangi limitle sorumlu tutulduğunun açıkça hükme yazılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
    Yine kabule göre;
    Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davalılar araç maliki, işleten ve sürücü yönünden faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen kısım yönünden kaza tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalı ... ise kazaya neden olan aracın sigortacısıdır. Somut uyuşmazlıkta, davacı yanın dosya kapsamına göre davalı ... şirketine dava öncesi bir başvurusu bulunmamaktadır. Mahkemece davalı ... şirketinin ödemekle yükümlü kılındığı tüm tazminata, tüm alacak yönünden dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava dilekçesi ile talep edilen kısma dava tarihinden itibaren, ıslahla arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    . SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili, davalı ... vekili ile davalılar ... ve işleten şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar sigorta şirketi ile ... ve işleten şirket"e geri verilmesine 14/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi