21. Hukuk Dairesi 2017/4935 E. , 2018/7887 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Asıl ve birleşen dava bakımından; davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine, karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 27/06/2007 tarihli iş kazası sonucu sigortalının sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle sigortalının, maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl dava yönünden davacı lehine 76.504,52 TL maddi ve 37.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 27/06/2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve 672,30 TL tedavi giderinin dava tarihi olan 17/03/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Birleşen ... 21. İş mahkemesinin 2017/296 Esas sayılı dava yönünden ise davacı lehine 95.509,77 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 27/06/2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacının davalı işverenler nezdinde otobüste muavin olarak çalıştığı sırada, olay anında içinde bulunduğu otobüsün ... Otobüs Terminaline gireceği sırada, yolculara su servisi yaparken aracın ani fren yapması neticesinde tutanamayarak koltuklara çarpması ve kolunu sıkıştırması neticesinde iş kazası geçirdiği, iş kazasının gerçekleşmesinde davacının %25 oranında müterafik kusuru bulunurken, davalı işverenlerin işçisi olan dava harici şoförün %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen maluliyet tespit raporunda davacının %60 oranında malul olduğunun tespit edildiği, hesap bilirkişiden alınan 29.09.2010 tarihi ilk hesap raporunda bilinen devre sonunun 31.12.2010 tarihi esas alınarak bu tarihten sonra işleyecek devre hesabı yapılmak suretiyle, davacının maddi tazminat alacağının 76.504,52 TL olarak tespit edilirken, tedavi gideri alacağının da 672,30 TL olarak belirlendiği, davacının 13.10.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle bu hesaba itibar ederek maddi tazminat alacağını ıslah ettiği, mahkemece verilen 09/12/2010 tarihli ilk kararda davacı lehine 76.504,52 TL maddi tazminat, 672,30 TL tedavi gideri ile 40.000 TL manevi tazminata hükmedildiği, iş bu kararın davalılar tarafından temyizi üzerine Dairemizin 17/05/2012 tarih ve 2012/5587 Esas - 2012/8367 Karar sayılı ilamıyla özetle davacının iş kazasından önce kolunda mevcut kırığın iş kazası sonucu meydana gelen zarara ve iş göremezlik oranına etkisinin ve maluliyet oranında bu nedenle bir artış olup olmadığını araştırılması, davacının yaptığı işe göre meslek kuruluşundan bilinen devrede sigortalının alabileceği ücretleri sormak, benzer iş yerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretlerini araştırmak suretiyle işçinin gerçek ücretini belirlemek, gerçek ücretle işçinin maddi tazminatını yeniden hesaplatmak, dava dilekçesindeki ücrete ilişkin beyanının davacıyı bağlayacağı dikkate alınmak, hüküm tarihine en yakın tarihteki verilere göre SGK tarafından hesaplanarak bildirilen tüm peşin sermaye değerini hesaplanan bu zarardan indirmek ve sonucuna göre karar verilmesi yönünden yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği ,tedavi giderine ilişkin temyiz isteminin ise kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle reddine karar verildiği,
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada Adli Tıp 3. İhtisas kurulundan alınan raporda davacının maluliyet oranının %39 olarak tespit edildiği maluliyet oranının iş kazasından kaynaklı olduğunun tespit edildiği, hesap bilirkişiden alınan 20/10/2014 tarihli ek raporda tespit edilen alacak miktarından, %39 maluliyet oranı üzerinden bağlanması gereken ilk peşin sermaye değerinin rücuya kabil kısımı ile dava harici Axa Sigorta A.Ş’den yapılan sigorta ödemesinin tamamı tenzil edilerek maddi tazminat alacağının belirlendiği, bu şekilde mahkemenin 25/12/2014 tarihli ikinci kararında davacı lehine 43.490,69 TL maddi ve 28.000 TL manevi tazminata hükmedildiği, iş bu kararın tüm taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Dairemizin 20.05.2015 tarih ve 2015/4947 Esas, 2015/11319 Karar sayılı ilamıyla özetle uyulan bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediğine işaret edilerek, davacıdaki sürekli iş göremezlik oranında iş bu kazadan önceki 1995 yılındaki kazanın etkisinin bulunup bulunmadığı, etkisi varsa tek başına 2007 yılındaki kaza nedeniyle sigortalının sürekli iş göremezlik oranının ne olacağına ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu ile giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi yönünden yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği,
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan alınan 06.04.2017 tarihli raporda 27.06.2007 tarihli iş kazası nedeniyle maluliyet oranının %50 olarak tespit edildiği ve 1995 Yılındaki kol kırığı ile ilgili tıbbi belgeler imha edildiği için kişinin mevcut sekeli ile 1995, 2007 yılında meydana gelen kazalarda arızalara neden olan travmaların aynı bölge olması nedeniyle ayrım yapılamadığına işaret edildiği, hesap bilirkişiden alınan 24/05/2017 tarihli raporda bilinen devre sonunun 31.12.2017 tarihi esas alınarak bu tarihten sonra işkeyecek devre hesabı yapılmak suretiyle maddi tazminat alacağının 172.014,26 TL olarak belirlendiği, davacının iş bu raporda belirtilen miktarın da hüküm altına alınması istemiyle ... 21. İş Mahkemesinin 2017/296 Esasında açılan davada iş bu davada talep edilen 76.504,52 TL’ye ek olarak 95.509, 77 TL’nin davalılardan tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Usulü kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usulü kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda; davacı vekilinin 29.09.2010 tarihli hesap raporuna itibar ederek maddi tazminat istemini 13.10.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle 76.504,52 TL’ye ıslah etmesi ile tavan zararın 76.504,52 TL olarak belirlenmiş olduğu ve davalılar lehine bu hesap raporunda belirtilen miktar bakımından usulü kazanılmış hak oluştuğu, nitekim mahkemece verilen ilk kararın da davalılar tarafından temyiz edilerek yargılamaya devam edildiği açıktır.
O halde bozmadan sonra davacı tarafça açılan ve iş bu dava dosyası ile birleşen ... 21. İş Mahkemesinin 2017/296 Esas sayılı davanın davalıların usulü kazanılmış hakkına aykırı olduğu gözetilerek reddi gerekirken, birleşen iş bu davada istenilen miktarları da kapsar şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 05/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.