4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/12716 Karar No: 2018/7641 Karar Tarihi: 05.12.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/12716 Esas 2018/7641 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/12716 E. , 2018/7641 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 14/09/2015 gününde verilen dilekçe ile hakaret sebebiyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalıların müvekkiline sosyal paylaşım hesabı üzerinden hakaret ettiklerini, bu eylemleri sebebiyle haklarında yapılan ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararı verildiğini ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini belirterek bu nedenle uğramış olduğu manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu 58 maddesi hükmüne göre, hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Davaya konu olan olayda; davacı hakkında sarf edilen söz ve ifadelerin mahiyeti, olay tarihi, olayların gelişimi ve yukarıdaki ilkeler birlikte dikkate alındığında, hükmedilen tazminat miktarı fazladır. Davacı yararına daha az miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/12/2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi. (M) KARŞI OY YAZISI Davalının facebook hesabında sarfettiği hakaret sözlerini davacıya yönelik olarak söylediğine dair yeterli kanıt bulunmadığından (matufiyet unsuru gerçekleşmediğinden) davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 05/12/2018