BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/629 Esas 2019/256 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2018/629
Karar No: 2019/256
Karar Tarihi: 21.03.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/629 Esas 2019/256 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/629 Esas
KARAR NO : 2019/256
DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/07/2018
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalının mülk sahibi olduğunu, davalının dershane olarak kullandığı ticari faaliyet adresinin aboneliklerini üstüne almadığını, davalının kullandığı faturaların kesilmesi akabinde ödemeyi kira ile birlikte müvekkiline yaptığnıı ancak toplam 5 adet kesilen fatura ödemesini yapmadığını, bu faturaların ödemesinin yapılmaması üzerine alacağın tahisli amacı ile İstanbul ...İcra Müdürlüğünün... esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibine başladıklarını, davalının takibe itiraz ederek durdurduğunudavalının kötü niyetli olduğunu, huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptalini takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının belirttiği faturaların kiralanan mülkün ortak kullanım alanlarının faturaları olduğunu, bu faturaların müvekkiline yansıtılmasının mümkün olmayacağını, binanın ortak kullanım alanlarındaki kullanılan faturalardan müvekkilinin tek başına sorumlu olmayacağını, bu sebeple başlatılan takibe itiraz ettiklerini davacının kötü niyetle faturaları müvekkiline ödetmek istediğini, davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME:
İncelenen dosyada davanın, davacının mülkünü kiralayan davalının kullandığı iddia olunan faturalarının tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine itirazın iptali talebini içerir itirazın iptali davasıdır.
Davacı ile davalı arasındaki ilişkinin kira sözleşmesine dayandığı, dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerde ve sözleşme içeriğinde kira sözleşmesi ifadelerine yer verildiği, icra takibine konu olan alacağın, taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağı ve diğer faturalara ilişkin olup, kira sözleşmesi gereği faturaya dönüştürülüp tahsilinin gerektiği ve davacı tarafça da bu şekilde faturalandırma yapıldığı, neticeten kira sözleşmesine göre ödenmesinin talep edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır.
HMK nun Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi başlıklı 4/1a maddesine göre;
"Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları" görürler.
Netice olarak yukarıda açıklanan gerekçelerle, mahkememize açılmış bulunan işbu davada, HMK'nun 4/1-a maddesi de dikkate alınarak Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından, açılan davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK ve TTK'nun göreve ilişkin maddeleri kapsamında mahkememizin görevsizliği ile dava dilekçesinin usulden reddine,
2-HMK'nun 20 maddesinde belirtilen yasal süreler içerisinde yapılacak başvuru üzerine dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
4-Tarafların 2 haftalık hak düşürücü süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat etmemeleri halinde yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi..
Katip ...
Hakim ...
¸
