Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2020/5346
Karar No: 2022/1881
Karar Tarihi: 05.04.2022

Danıştay 10. Daire 2020/5346 Esas 2022/1881 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/5346 E.  ,  2022/1881 K.

    "İçtihat Metni"


    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2020/5346
    Karar No : 2022/1881


    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : 1- …
    2- …
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN_KONUSU : Davacılar tarafından, Ankara Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 11/07/2008 tarihinde ikiz doğum yapan … 'in, ikinci erkek bebeğinin 31/07/2008 tarihinde hastane enfeksiyonu sonucu ölmesinde davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla 10.000,00 TL maddi, 75.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda; Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin bozma kararına uyularak, … İdare Mahkemesince yeniden yapılan incelemede dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulunun … tarih, … sayılı ve … tarih, … sayılı raporlarının değerlendirilmesi neticesinde bebeğin ölümünün hastane enfeksiyondan kaynaklandığına ilişkin tıbbi delil bulunmadığı, dava konusu olayda sağlık görevlilerinin ve adı geçen hastanenin uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, davalı idarenin tazmin sorumluluğunu gerektirecek nitelikte hizmet kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararın davacılar tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının eksik, hatalı ve iddiaları karşılamaktan uzak olduğu, dava konusu olayla ilgili olarak düzenlenen Türk Tabipleri Birliği ve Ankara Tabip Odası İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun 08/09/2008 tarihli raporu ile Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun açıklamalarının dikkate alınmadığı, bilirkişi raporlarında Danıştayın bozma kararında belirtilen hususlara yönelik inceleme yapılmadığı, olayda hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile sonucu itibarıyla usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    MADDİ OLAY :

    Güldane Şahin 11/07/2008 tarihinde ikiz, biri canlı diğeri ölü doğum ön tanıları ile Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesine yatırılmış, 11/07/2008 tarihinde saat 12:15'de epizyotomili doğum ile 1910 gr. canlı erkek bebek, saat 12.17'de de 1000 gr. ölü erkek bebek doğurtulmuştur.
    Saat 12.15'de doğan canlı bebek, doğumdan sonra yeni doğan yoğun bakım ünitesine alınmış, 31/07/2008 tarihinde vefat etmiştir. Bunun üzerine, davacılar tarafından çocuklarının ölümünün hastane enfeksiyonundan kaynaklandığı ve olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülerek bakılan dava açılmıştır.
    Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin bozma kararı üzerine bozma kararına uyularak olayla ilgili olarak Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu'nca hazırlanan … tarih ve … sayılı raporda; "...bebekte gelişen Nekrotizan enterokolitin prematür bebeklerde beklenen bir komplikasyon olduğu, bebeğin yatışı sırasında üreyen mikroorganizmaların bu hastalıkta sık görülen enfeksiyon etkenlerinden olduğu düşünüldüğünde bebeğin ölümünün hastane enfeksiyonuna bağlı olduğunun tıbbi delilleri bulunmadığı cihetle ilgili hekimlerin ve hastanenin uygulamalarının tıp kurallarına uygun olduğu..." yolunda;
    Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu'nca hazırlanan … tarih ve … sayılı raporda ek raporda da; "...bebekte gelişen Nekrotizan enterokolitin prematür bebeklerde beklenen bir komplikasyon olduğu, NEC bebeğin prematür olması nedeniyle barsakta iskemi ve barsaktaki bakterilerin kana geçişi ile sepsise neden olduğu, bunun bebek ile adı geçen hastanede bebek ölümleri inceleme komisyonunun tespit ettiği eksiklikler ile ilişkisinin bulunmadığı, yeni doğan ünitesinde salgında tespit edilen klepsiella ile bebekte tespit edilen klepsiellanın aynı bakteri olup olmadığına genetik inceleme yapılmadan karar verilemeyeceği, bebeğin ölümünün hastane enfeksiyonu salgınına bağlı olduğunun tıbbi delilleri bulunmadığı cihetle ilgili hekimlerin ve hastanenin uygulamalarının tıp kurallarına uygun olduğu..." yolunda görüş bildirilmiştir.
    Ayrıca, Mahkemenin 15/03/2018 tarihli ara kararı üzerine Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesince sunulan 02/04/2018 kayıt tarihli yazıda; davacıların bebeğinin başka bir bebekle yattığı veya aynı küvözü paylaştığına dair bir kayda rastlanmadığı, bebeğe nekrotizan enterokolit tanısı konduğu, nekrotizan enterokolitin; sepsis ve diğer enfeksiyon hastalıkları gibi temas, hava yolu, damlacık yolu veya enfekte kan ve vücut sıvıları ile bulaşan bir hastalık olmadığı, prematüre bebeklerde daha sık görülen bağırsakları tutan, bağırsakların nekrozu ile karakterize acil ve ölüm riski yüksek bir gastrointestinal sistem hastalığı olduğu;
    Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi … Op. Dr. … tarafından Ankara İl Sağlık Müdürlüğüne gönderilen 04/05/2009 tarihli yazıda ise; ölü doğan bebeğin anne karnında ex olduktan sonra uzun süre kaldığının saptandığı, canlı doğan bebeğin prematür olması nedeniyle bağışıklık sisteminin tam olarak gelişmediği ve anne karnında iken kardeşinin erken dönemde ölmesi ile infeksiyon açısından son derece yüksek bir risk ile dünyaya geldiği, bebekte ortaya çıkan sepsis tablosunun barsaklarda klebsiella ve pseudomonos gibi patojen bakterilerin anormal kolonizasyonuna bağlı NEK ilişkili enfeksiyon olduğu, çünkü infeksiyonu gösteren markerların NEK tablosu ortaya çıktıktan sonra yükseldiği ifade edilmektedir.
    Mahkemece, bahsi geçen bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporları hükme esas alınarak idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    İLGİLİ MEVZUAT:

    Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi, 1. fıkrası, (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
    Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davaları olup, idarenin hukuki (mali/tazmin) sorumluluğunun yargı aracılığıyla belirlenip hüküm altına alınmasını sağlamaktadır.
    İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetimi yapılacağından, mahkemece, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
    İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmektedir. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
    İdarelerin kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak organizasyonları yaparak, yeterli araç ve gereçle donatılmış bina, tesis ve araçlarda hizmetin özelliğine uygun olarak seçilen ve yetişmiş personelle hizmeti yürütme yükümlülüğünün bulunduğu tartışmasızdır.
    Zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı sağlık hizmetinde, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için; zararın, idarenin hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması gerekmektedir.
    Öte yandan, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu'nun 1. maddesinde, adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak üzere Adalet Bakanlığına bağlı Adli Tıp Kurumu kurulduğu; 2. maddesinde, Adli Tıp Kurumunun, mahkemeler ile hakimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen adli tıp ile ilgili konularda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle yükümlü olduğu; 15. maddesinde, Adli Tıp Üst Kurullarının, adli tıp ihtisas kurulları ve ihtisas daireleri tarafından verilip de mahkemeler, hâkimlikler ve savcılıklarca kapsamı itibarıyla yeterince kanaat verici nitelikte bulunmadığı, sebebi de belirtilmek suretiyle bildirilen işleri, adli tıp ihtisas kurullarınca oybirliğiyle karara bağlanamamış olan işleri, adli tıp ihtisas kurullarının verdiği rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri, adli tıp ihtisas kurulları ile ihtisas dairelerinin rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri, adli tıp ihtisas kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının heyet hâlinde verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceleyeceği ve kesin karara bağlayacağı düzenlenmiş iken; 703 sayılı "Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname" ile anılan hükümler yürürlükten kaldırılmış ise de, 15/07/2018 tarih ve 304794 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4 No'lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2.,3. ve 16. maddelerinde yukarıda yer verilen hükümler aynı şekilde yeniden getirilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Ankara Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Temmuz 2008 ve 1-5 Ağustos 2008 tarihleri arasında meydana gelen bebek ölümlerinin hastane enfeksiyonundan kaynaklandığı yolunda kamuoyuna yansıyan iddialara ilişkin olarak davalı idare tarafından oluşturulan komisyon tarafından inceleme yapılarak rapor hazırlanmış, yine Türk Tabipleri Birliği ile Ankara Tabip Odası İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından Ankara Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi "Bebek Ölümleri" ile ilgili olarak düzenlenen 8 Eylül 2008 tarihli raporda, dava konusu olayın da gerçekleşmiş olduğu 2008 yılına ilişkin yoğun bebek ölümlerinin sebepleri araştırılarak enfeksiyon oluşumuna etki edecek ve bu oluşumu azaltacak ve engelleyecek unsurların, alınacak önlemlerin neler olduğundan bahsedilmiştir.
    Söz konusu dönemde meydana gelen bebek ölümlerinden dolayı davalı idare aleyhine davalar açılmıştır. İdare aleyhine Ankara Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 07/06/2008 tarihinde doğan bir bebeğin kısa bir süre sonra enfeksiyon kaparak vefat etmesinde hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla açılan bir diğer davada, … İdare Mahkemesince olayla ilgili olarak yukarıda bahsi geçen inceleme raporlarının da değerlendirilmesi istenilerek yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nca düzenlenen … tarih ve … sayılı raporda; "hastane enfeksiyonu uzun süreli hastanede yatmak zorunda kalan, ağır tıbbi sorunları olan ve bunun sonucunda yoğun antibiyotik kullanımı gereken hastalarda görülebileceği, yüzde yüz sıfırlanamayacağı, %15 oranına kadar görülebileceği, hastadan hastaya, sağlık çalışanından hastaya bulaş olabileceği, tıbbi cihazlarda varlıklarını sürdürebilecekleri, immatürite, düşük doğum ağırlığı, kongenital anomali mevcut bebeklerin immun sisteminin yeteri kadar gelişmemesi nedeniyle daha riskli vakalar olduğu, YYBÜ'de kalma süresi, mekanik ventilatöre bağlanma, umbilikal kateter uygulamasının salgına etki eden en anlamlı değişken olduğu, dava konusu hastanenin hastane koşullarının da yeterli sterilizasyon şartlarının gerçekleştiği, enfeksiyon izolasyon birimi ve enfeksiyon komite kurulunun oluşturulduğu, enfeksiyon komite çalışmalarının düzenli yapıldığı, bu konuda ulusal hastane enfeksiyonları yönetmeliğine göre hareket edilmiş olduğu, Mayıs 2008 tarihinde aynı dönemde ünitelerde ölen bebeklerin prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebek, konjenital anomali bebek, matürasyonu tamamlanmamış, düşük apgar ile doğan bebekler olduğu, bebeklerde üreyen klebsiella pnenönia etkeninin hastane enfeksiyonu olduğu ancak doğal karşılanacak hastane enfeksiyonu olduğu, epidemik hastane enfeksiyonu tanımına uymadığı, diğer izole edilen mikroorganizmaların münferit vakalar olduğu, epidemik olmadığı, bu vakalar için de uygun tedavi verildiği, toplu hastane enfeksiyonu olarak değerlendirilemeyeceği, YYBÜ ve YS fiziksel ortamının ve üniteler içersinde bulunun hasta bakım cihazlarının standartlara uygun olduğu ve enfeksiyon kontrol önlemlerine uygun olarak hasta bakımı verildiği..." tespitlerine yer verilmiş, anılan rapor hükme esas alınarak … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme kararı temyiz aşamasında Dairemizin 02/06/2021 tarih ve E:2019/5319, K:2021/2953 sayılı kararıyla onanmış, anılan onama kararına karşı yapılan karar düzeltme istemi ise iş bu dosya ile aynı gün görüşülmüş ve Dairemizin E:2021/7344, K:2022/1879 sayılı kararıyla kesin olarak reddedilmiştir.
    Bu durumda; işbu dava konusu olayla ilgili benzer konuda ve benzer iddia ile açılan ve kanun yolu aşamalarından geçerek kesinleşen yukarıda bahsi geçen davada sağlık hizmetinin işleyişe yönelik olarak tespit edilen hususlar ve iş bu dosyada mevcut bilirkişi raporlarında yer verilen tespitler göz önünde bulundurulduğunda olayda idarenin hizmet kusuru bulunmadığından davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacıların temyiz istemlerinin REDDİNE,
    2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
    3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin iadesine,
    4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi